HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953) FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953) FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


    2 posters

      ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953)

      Hande(NURİCAN'ın annesi)
      Hande(NURİCAN'ın annesi)
      Tecrübeli
      Tecrübeli


      Kayıt tarihi : 20/04/08
      Kadın
      Mesaj Sayısı : 370
      Burç Sembolü : Başak / 24 Ağustos - 23 Eylül
      Mesleği : NURİCANIN ANNESİYİM
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : MESLEK LİSESİ
      Yaşadığı Şehir / Ülke : BURSA
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Site Puanı Site Puanı : 7
      Rep Puanı Rep Puanı : 11

      ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953) Empty ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953)

      Mesaj tarafından Hande(NURİCAN'ın annesi) Çarş. 07 Mayıs 2008, 6:35 pm

      Bu güzel yazıyı sonuna kadar okumanız ve yorum yazmanız dileğiyle....

      Kefen sıyrıldı ve...

      Özel solüsyonla ıslatılmış pamuk kitlesi kaldırılınca
      Ata'nın
      yüzü ortaya çıktı. Derisi kahverengi bir hal almış, ama hatları
      bozulmamıştı.Sanki uyuyordu...

      8 Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00'da Prof. Dr. Kamile
      Şevki
      Mutlu'nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp Fakültesi
      Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı'ydı.Patalogdu. Arayan
      ise
      Ankara Valisi Kemal Aygün'dü...
      Aygün, "Hocam" dedi, "10 Kasım günü Atamızın naaşını
      Anıtkabir'e taşıyacağız. Bunun için bir komite kurduk. Naaşı
      geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz. Ancak bozulmadan
      korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica
      ediyoruz."Prof. Mutlu
      önce reddetti. Mutlu, o sırada 40 derece ateşle yatıyordu.
      Hastalığını
      gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının yapmasını
      rica
      etti.Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar sarmalar
      götürürüm,
      bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı
      Etnografya Müzesi'ne gitti. Başbakan Adnan Menderes oradaydı.
      Meclis
      Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda
      da...Mutlu,
      görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı.
      Gerçekten
      tarihi bir tanıklıktı bu...
      Ata'nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü, geçici
      kabrinden
      çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu. Bir
      hafta
      boyunca sırayla öğrenciler, subaylar ve generaller katafalk
      başında
      nöbet tutmuştu. Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite
      üyeleri
      tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Başlayın" talimatını verdi.
      Bunun
      üzerine tabutun vidaları söküldü. Tahta tabutun içinde madeni
      bir
      sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali
      düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı. Gaz ya da koku
      çıkmadı.Sanduka
      talaş doluydu.
      Sandukanın içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı
      doluydu.
      Bu talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında,
      ağzı
      kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza
      için
      kullanılan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi
      yazılıydı.Ata'nın naaşı beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi
      bir
      muşambayla kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar. Herkes
      nefesini
      tutmuştu. Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu
      patlatmış,
      nöbetçi er, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti
      geziniyordu. Ve 15
      yıl sonra ilk kez Ata'nın yüzünü göreceklerdi.Kefenin sargıları
      aralanınca Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların
      yardımıyla
      katafalka çıktı ve ******'ün yüzüne baktı. Ata'nın derisi
      kahverengi
      bir hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes sapsarı
      olmuştu
      Prof. Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle
      anlatacaktı:"Yüzünü örten
      ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın heykel gibi duran yüzü
      ile
      karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz
      kapağının
      üzerine düşmüştü. ******, Dolmabahçe Sarayı'ndaki yatağında
      uyuyor
      gibiydi."
      Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun
      başına
      çağırdı. Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta
      Başbakan
      Adnan Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes
      de
      yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde
      aşağı,
      tabuta doğru baktı.
      O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu'dan
      aktaralım: "Menderes çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de
      baktım
      ki, müzenin kapısına doğru gidiyor. ******'ün yüzüne bakmadı.
      Tahmin
      ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda
      kalmıştı. O da Ata'yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına
      yığılıverdi.
      Salondaki herkes ******'ü tek tek gördükten sonra naaş,
      tekrar
      solüsyonla ıslatıldı. Ata'nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu
      beyaz
      kefenle sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp
      doçenti Dr.
      Cahit Özen'in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı
      gösterdi ve
      şöyle dedi:"Bu kâğıdı,******'ün hemşiresi Makbule Hanım
      gönderdi.Kefenin içine ******'ün göğsü üstünekonmasını
      istiyor."Doç.
      Özen, kâğıda bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı.
      "Böyle bir
      kâğıdı ****** kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser
      kâğıdı
      katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten
      sonra
      salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan
      besmele
      çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15
      yıl
      içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri
      bayrakla
      örtüldükten sonra kapağı kapatıldı.
      Ve 10 Kasım sabahı, Ata'nın naaşı 15 yıl önce onu
      Dolmabahçe'den Ankara'ya taşıyan top arabasına yerleştirilip son
      durağı
      olacak Anıtkabir'e taşındı. Artık ebediyen orada kalacaktı...
      ******'ün tabutu, Menderes'in huzurunda açılmıştı
      Ata'nın 15 yıl Etnografya Müzesi'nde bekletilen naaşı,12
      askerin
      omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir
      top
      arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir'e taşınmıştı.Radyodan
      naklen
      yayımlanan o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar
      hüzünlüdür.
      Ancak
      o törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek ilgisini
      çekmemiştir. Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, ******'ün
      naaşının korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem
      yapılmıştı.
      Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından
      gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir
      formül
      enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük
      ilaç
      şişesi, Ata'nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem
      sayesinde
      Ata'nın naaşı da -diyelim bugün Lenin'in mozolesinde olduğu gibi
      -
      öldüğü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak İslam dini, ölünün
      defnini
      şart koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı.
      Nakilden önce, bu işlem için bir komite kuruldu. O
      komite,törenden bir gün önce, Başbakan Adnan Menderes'in
      huzurunda
      ******'ün tabutunun açılmasını kararlaştırdı.Tabut açılınca
      tahnit
      bozulacak ve ceset çürümeye başlayacaktı.Bir başka deyişle
      ******'ün
      (mumyalanmış gibi) korunmuş naaşını son görenler, o törene
      katılanlar
      olacaktı. ******'le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o
      törene
      katılanların bir kısmıyla konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan
      bilgilerin bir
      kısmı o tanıklıklara, önemli bir bölümü ise değerli ******
      araştırmacısı Prof. Dr. Utkan Kocatürk'ün, Prof.Dr. Kamile Şevki
      Mutlu
      ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor.
      Ata'nın yarım asır önceki son yolculuğu, sanırım bu
      ayrıntılarla
      daha da ilginç bir boyut kazanıyor.

      ******'ü son görenler anlatıyor:

      'Yüzünde iki günlük sakal vardı'
      Osman Ersoy ve Halide İntepe, 10 Kasım 1953'te
      Etnografya
      Müzesi'nde asistan olarak çalışıyorlardı. O yüzden 50 yıl önceki
      o
      töreni ve tabutun içindeki ******'ü son kez görme fırsatı
      buldular.
      İzlenimlerini şöyle anlattılar:
      OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim ******'ü... Korkunç
      heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile
      katafalka
      çıktık. Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük
      sakalı
      vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."

      ' Gözleri aralıktı'

      HALİDE İNTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktım.
      Başı yana
      doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı.
      Hani
      insan hasret giderek ölürse, gözleri aralık kalırmış ya, öyle
      aralıktı
      gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi."

      Nefeslerin tutulduğu an...
      Tarih: 10 Kasım 1953. Mermer lahit sökülmüş, betonlar kırılmış, tabutu kaldıracak zincirli makaralar lahit salonunun tavanına yerleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi, tabutun çevresindeler...

      Kız kardeşinin gözyaşları
      ******'ün kızkardeşi Makbule Atadan, başını tabuta dayıyor ve dakikalarca öyle kalıyordu. Belki çok uzaklarda, Selanik'te kalan günleri yâd ediyor; belki de ağabeyinin ruhuna dualar gönderiyordu.

      Tabut ortaya çıkıyor
      Lahtin üzeri tamamen açılmış, ******'ün cenazesini 15 yıldan beri muhafaza eden kurşun tabut ortaya çıkmıştı

      Dinler, Anıtkabir yolunda...
      Türkiye'deki bütün dini cemaatlerin temsilcileri cenaze arabasını takip ediyorlar. Ermeni, Yahudi, Katolik ve Rum temsilcilerle beraber zamanın Diyanet İşleri Başkanı kortejle yürüyor.

      ******'ün tabutu birazdan salona çıkartılmış olacak.
      Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi tabutun çevresindeler...

      Tabut salonun zeminine yerleştiriliyor.
      Adnan Menderes birazdan 'Hanımefendi, buyurunuz' diyecek ve ******'ün kızkardeşi Makbule Atadan'ı tabutun yanına götürecek...

      Mermer lâhid sökülüyor.
      Sonra betonlar kırılıyor ve tabutu kaldıracak olan makaralar lâhit salonunun tavanına yerleştiriliyor.

      Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.
      Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e doğru yol alan korteji, Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.

      Son saygı duruşu
      Üniversite gençliği, ******'ün Etnografya Müzesi'nde son saygı duruşunu yapıyor.
      pamukşeker20
      pamukşeker20
      Yasaklı
      Yasaklı


      Kayıt tarihi : 08/03/08
      Kadın
      Mesaj Sayısı : 540
      Burç Sembolü : Balık / 20 Şubat -  20 Mart
      Yaş : 50
      Mesleği : oğlum
      Medeni Durumu : Bekar
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : üniversite
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Denizli
      Resim Resim : ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953) Girlmmel3ks
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler : KEŞKE BUGÜN BİLDİĞİMİ DÜN BİLSEYDİM!!!
      Site Puanı Site Puanı : 49
      Rep Puanı Rep Puanı : 30

      ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953) Empty Geri: ATATÜRK ÜN TABUTUNUN AÇILDIĞI GÜN(9 KASIM 1953)

      Mesaj tarafından pamukşeker20 Çarş. 07 Mayıs 2008, 10:11 pm

      super harika bir yazıydı.emeğine sağlık tatlım.iyiki bizlerle paylaştın flow

        Similar topics

        -

        Forum Saati Cuma 19 Nis. 2024, 3:17 am