-İnsan o kadar çaresiz ki bazen
En ufak heyecanında, mutluluğunda başlıyor hayaller kurmaya..
Korktuğu gerçeklerden kaçıp
Başlıyor senaryosunu kendisinin yazdığı kendi oyununda oynamaya
Acılardan,
Mutsuzluktan uzak sıcacık bir dünyada yaşıyor günlerce
Derken,
Hayat DUR diyor bir yerde
SENARYOYU BEN YAZIYORUM diyor
SEN SADECE SIRADAN BİR OYUNCUSUN.
Gerçekleri bir bir seriyor önüne
Ve sen
Boş hayallere kapılıp zamanını harcadığın için sadece kendine kızıyorsun.
-Gerçekleri bir türlü kabul etmek istemeyen insanlar, kendi inanmak istedikleri şeylere inanırlar ve yalnızca kendi görmek istedikleri şeyleri görürler.
Lakin, günün birinde hayat tüm gerçekliğiyle öyle bir dikilir ki karşılarına neye uğradıklarını şaşırırlar adeta.
-Gerçeklerin acı verdiği durumlarda, kişinin gerçeğe değilde inanmak istediği şeye inanması, anlık olarak insana iyi gelsede, sonu yoktur.
-Gerçekleri görmek istememekte ısrar edenler ise yalanlarının arkasında boğulurlar.
-Sürekli olarak bir duvarın arkasında yaşayarak hayata adım atılmaz. İnsan kendi yarattığı toz pembe dünyanın içinde yaşamaya ve orada avunmaya çalışmak yerine,
gerçekleri en kısa zamanda görüp hayata bir an önce adım atmak en doğru olandır.
Can Yücel'in yazısı ile cümlelerimi bağlıyorum.
Meltem
__/)___/)______./¯"""/')
¯¯¯¯¯¯¯\)¯¯\)¯¯¯'\_„„„,\)
Ummakla, dilemekle olmuyor, ayağa kalkacaksın!
Her şeyden önce farkına varacaksın!
Hangi öğretiye inanırsan inan, üstün körü anlamayacaksın.
Bir bilgiyi gerçekten hayatında uygulayamıyorsan, o bilgiye sahip olduğun yanılgısına kapılmışsın demektir.
Kendini kandırmayacaksın!
Gerçekleri anlayacak, sonu her ne olursa olsun kabul edeceksin.
Bazen bildiklerin, öğrendiklerin acı verir.
Onu da yaşayacaksın.
Önce kendinin, ne olduğunun, nelere sahip olduğunun, gücünün, yeteneklerinin, bu hayata neden geldiğinin farkına varacaksın.
Hayatını, gereksiz şeyler uğruna harcamayacaksın.
CAN YÜCEL