OTİSTİK ÇOCUKLARIN DÜŞÜNME ANLAMA VE ÖĞRENME ÖZELLİKLERİ
Yrd. Doç. Dr. Alev Girli
Otizm, sözel (konuşma) ve sözel olmayan iletişim (jest, mimik, beden dili),
sosyal etkileşim, yaratıcılık ve sembolizasyona dayalı oyunlarda
yetersizlikler; takıntılı, tekrarlayan davranış örüntüleriyle
tanımlanan bir nörogelişimsel bozukluktur.
Otistik özellikleri olanlar için eğitim programı hazırlarken, onlarla
çalışırken bu tanısal özellikleri /farklılıkları bilmek gerekli ancak
yeterli değildir. Çünkü tanısal özellikler, bize nelerin yetersiz
olduğunu, nelerin farklı olduğunu açıklar/anlatır; ancak bunları nasıl
giderebileceğimizi açıklamaz. Bu nedenle, bu bilgilerin yanı sıra otistik
bir bireyin dünyayı nasıl anladığı, çevresinde olan biteni nasıl
anlamlandırdığı, anladıkları karşısında nasıl davrandığı, nasıl
düşündüğü ve nasıl öğrendiğini bilmemiz de gereklidir. Ancak bunları
kavradığımızda, "nasıl bir program" değil, "otistikler için nasıl bir
program,?" sorusuna yanıt verebiliriz.Otistik Özellikleri Olanları
Diğerlerinden Farklılaştıran Düşünme, Anlama
Özellikleri;Anlamlandırmada Yetersizlik: Davranışlar, olaylar,
beceriler, düşünceler arasındaki bağlantıları anlamakta güçlük
çekerler. Kendi dünyaları birbiriyle ilişkisiz bir sürü deneyim ve
istekten oluşur. Bunlar arasındaki ilişkiler, altta yatan temalar, nedenler
veya ilkeler onlar için belirsizdir. Davranışlar arasındaki neden
sonuç ilişkisini kavramakta zorluk çeker. Özellikle kendilerinden ne
istendiğini, ne beklendiğini ve çevrede olup biteni anlamada güçlük
çekerler. Bu nedenle sosyal ortamın gerektirdiği kuralların altında yatan
mantığı kavramakta zorlanırlar ve sosyal becerileri kazanmaları,
çevrelerini gözlemleyerek, kendiliğinden gelişmez. Her bir sosyal
davranışı tek tek öğrenmeleri gerekir. Örneğin merhaba demek için
öğretmenine elini uzatmayı öğrenen bir çocuk başka bir kişiye merhaba
demek için elini uzatmaz. Birisiyle karşılaştığımızda merhabalaşmamız
gerektiğini, bunun en basit sosyal iletişim davranışlarından biri olduğu
bağlantısını kuramaz, çünkü bu davranışının altında yatan temayı
kavrayamaz, sadece öğretmeniyle ilişkisi için gerekli bir davranış
olduğunu düşünür.Zeka düzeyi çok yüksek otistikler bile kültüre ait
beklentileri, görenekleri anlamada karmaşa yaşarlar. Sosyal, kültürel
çevrenin isteklerini, onlardan ne talep ettiğini anlamakta çok
zorlanırlar.Detaylara Aşırı Odaklanma Nedeniyle, Bütünü Algılamakta
Zorluk Çekme: Çok ufak ayrıntıları, özellikle görsel
ayrıntıları fark etmede çok başarılıdırlar. Örneğin bir oyuncak
arabanın kenarındaki minicik bir yazıyı görebilirler. Bu detaya takılıp
arabayla ilgilenip onunla oynamaya başlamazlar. Bazıları ise farklı duyusal
detayları fark etme özelliğine sahiptirler. Bu nedenle yemek odasına
girdiklerinde masadaki yemeğe yönelmeyip, vantilatörün sesi hakkında yorum
yapabilirler. Arabada radyo dinlerken dinledikleri müziğe değil, radyonun
istasyonuna veya markasına odaklanıp bundan söz edebilirler. Sorun, ilgi
gösterdikleri detayın o andaki durum/ olay/ beklenti vb açısından önemli
olup olmadığını değerlendirememeleridir. Bulundukları ortamda, o anda
yapılan etkinlik/iş vb. için önemli olan özelliklere ve yapılana değil,
kendileri için önemli olana saplanıp kalırlar, bu nedenle algılamaları
gerekeni algılayamazlar.İstenilen Noktaya Dikkatlerini Vermezler:
Otistik bireyler istenilen noktaya dikkatlerini yöneltmekte zorlanırlar. Bunun
yerine kendileri için önemli ya da eğlenceli gelen şeylere odaklanırlar.
Bir konudan diğerine odaklanmaları da çabuk değişir. Odada sizin
söylediğiniz kelime yerine uzaktan gelen bir sese odaklanabilirler.
Dışarıda dalları rüzgarla hareket eden bir ağaca odaklanıp masanın
üzerindeki nesneye yönelmekte zorluk çekebilirler. Bulundukları ortamdaki
pek çok uyarandan hangisini seçeceklerini, neye dikkat etmeleri gerektiğini
ayırt etmekte zorluk çekerler. Bu nedenle ya hepsiyle aynı anda ilgilenir,
bir ona bir buna giderek bakarlar, araştırırlar ya da sınırlı bir şekilde
bir nesne ile ilgilenerek, diğerlerine kendilerini kapatırlar. Sadece dıştan
gelen uyaranları sıraya koyma, öncelik/önem sırasına koymada zorluk
çekmezler, aynı zamanda kendilerini bombardımana tutan düşünceleri de
yorumlamada/ sıraya koymada zorluk çekerler.Somut Düşünürler:
Soyut ve kavramsal düşünme süreçlerinde problemler vardır. Bazıları
soyut kavramları çalışmalarla kazanabilirken, bazıları asla kazanamazlar.
Örneğin kızdığı için kitabı yere atan birine, "bunu neden yaptın?"
yerine, "kitabı atmandan hoşlanmadım, dışarıya çıkmak istemiyorsan
istemiyorum demelisin, kitabı atmamalısın" gibi açık ve net bir şekilde ne
yaptığı sorulmalı, isteğini nasıl ifade edeceği
somutlaştırılmalıdır.Otistik bireyler için kelimelerin tek bir anlamı
vardır, ikinci bir anlamı veya mecazi anlamı yoktur. Bu nedenle soyut
kelimeleri, sembolik anlatımları, atasözlerini, deyimleri, mecazi anlamı
olan kelimeleri anlamakta zorluk çekerler. Örneğin, "damlaya damlaya göl
olur" atasözünün, para biriktirmekle ilgili bir anlamı olduğunu kavraması
otistik bir birey için çok zordur. Gürültülü bir ortamda "Başım şişti"
dediğimizde, başımızın ağrıdığını ya da gürültüden rahatsız
olduğumuzu değil, başımızın fiziksel olarak şiştiğini
düşünebilirler. Bilginin soyutlanmasında, muhakeme etme, kavramsal problem
çözmede, yorumlamada zorluk çekerler. Fikirleri Birleştirmede Zorluk
Çekerler Otistikler için olayları, kavramları tek tek
öğrenmek, anlamak kolaydır. Olaylar, fikirler arasındaki bağlantıyı
kurmakta zorluk çekerler. Özellikle birbiriyle zıt görünen kavramlarla
ilişkili bilgileri anlamada / birleştirmede sıkıntı yaşarlar. Örneğin
çiçekleri seven birinin, arkadaşı için çiçek toplamasını
anlamayabilirler. "Çiçekleri seviyorsa niye kopardı?" diye sorarak sevme ve
koparma kavramlarının zıtlığı nedeniyle bir arada olamayacağını bunu
anlamadıklarını ortaya koyarlar. Çiçekleri koparmak kötü bir şey olduğu
için koparan kişinin çiçekleri sevmediğini düşünürler.Düzenleme Ve Bir
Sıra İzlemede Zorluk Yaşama: Bir işi organize ederken
istenilen sonuca ulaşmak için çeşitli elemanların bir araya getirilmesi
gereklidir. Örneğin sandviç yapacağımız zaman gereken malzemelerin
alınıp bir araya getirilmesi gereklidir. Otistik bir birey çoğul bilgileri
bir araya getirmede zorluk yaşadığı için, hangi malzemeler var, hangi
aletler kullanılacak, eksik olanların önceden temin edilmesi vb pek çok
bilgiyi bir araya getirme, gerekli hazırlığı yapma yani organizasyon yapmada
güçlük çeker. Sırayla yapılması gereken işleri yaparken de
zorluk yaşarlar. Basamaklar arasındaki ilişkiyi veya sonuçla kalan
basamaklar arasındaki ilişkiyi kurmada başarılı olamazlar. Örneğin
giyinirken izlenmesi gereken sırayı atlayabilirler.Organizasyon gerektiren ve
sırayla yapılması gereken işler hem o anda olana, hem de sonuca Odaklanmayı
Gerektirdiği İçin Zorlanırlar.Genelleme Yapmada Zorlukları Vardır:
Yrd. Doç. Dr. Alev Girli
Otizm, sözel (konuşma) ve sözel olmayan iletişim (jest, mimik, beden dili),
sosyal etkileşim, yaratıcılık ve sembolizasyona dayalı oyunlarda
yetersizlikler; takıntılı, tekrarlayan davranış örüntüleriyle
tanımlanan bir nörogelişimsel bozukluktur.
Otistik özellikleri olanlar için eğitim programı hazırlarken, onlarla
çalışırken bu tanısal özellikleri /farklılıkları bilmek gerekli ancak
yeterli değildir. Çünkü tanısal özellikler, bize nelerin yetersiz
olduğunu, nelerin farklı olduğunu açıklar/anlatır; ancak bunları nasıl
giderebileceğimizi açıklamaz. Bu nedenle, bu bilgilerin yanı sıra otistik
bir bireyin dünyayı nasıl anladığı, çevresinde olan biteni nasıl
anlamlandırdığı, anladıkları karşısında nasıl davrandığı, nasıl
düşündüğü ve nasıl öğrendiğini bilmemiz de gereklidir. Ancak bunları
kavradığımızda, "nasıl bir program" değil, "otistikler için nasıl bir
program,?" sorusuna yanıt verebiliriz.Otistik Özellikleri Olanları
Diğerlerinden Farklılaştıran Düşünme, Anlama
Özellikleri;Anlamlandırmada Yetersizlik: Davranışlar, olaylar,
beceriler, düşünceler arasındaki bağlantıları anlamakta güçlük
çekerler. Kendi dünyaları birbiriyle ilişkisiz bir sürü deneyim ve
istekten oluşur. Bunlar arasındaki ilişkiler, altta yatan temalar, nedenler
veya ilkeler onlar için belirsizdir. Davranışlar arasındaki neden
sonuç ilişkisini kavramakta zorluk çeker. Özellikle kendilerinden ne
istendiğini, ne beklendiğini ve çevrede olup biteni anlamada güçlük
çekerler. Bu nedenle sosyal ortamın gerektirdiği kuralların altında yatan
mantığı kavramakta zorlanırlar ve sosyal becerileri kazanmaları,
çevrelerini gözlemleyerek, kendiliğinden gelişmez. Her bir sosyal
davranışı tek tek öğrenmeleri gerekir. Örneğin merhaba demek için
öğretmenine elini uzatmayı öğrenen bir çocuk başka bir kişiye merhaba
demek için elini uzatmaz. Birisiyle karşılaştığımızda merhabalaşmamız
gerektiğini, bunun en basit sosyal iletişim davranışlarından biri olduğu
bağlantısını kuramaz, çünkü bu davranışının altında yatan temayı
kavrayamaz, sadece öğretmeniyle ilişkisi için gerekli bir davranış
olduğunu düşünür.Zeka düzeyi çok yüksek otistikler bile kültüre ait
beklentileri, görenekleri anlamada karmaşa yaşarlar. Sosyal, kültürel
çevrenin isteklerini, onlardan ne talep ettiğini anlamakta çok
zorlanırlar.Detaylara Aşırı Odaklanma Nedeniyle, Bütünü Algılamakta
Zorluk Çekme: Çok ufak ayrıntıları, özellikle görsel
ayrıntıları fark etmede çok başarılıdırlar. Örneğin bir oyuncak
arabanın kenarındaki minicik bir yazıyı görebilirler. Bu detaya takılıp
arabayla ilgilenip onunla oynamaya başlamazlar. Bazıları ise farklı duyusal
detayları fark etme özelliğine sahiptirler. Bu nedenle yemek odasına
girdiklerinde masadaki yemeğe yönelmeyip, vantilatörün sesi hakkında yorum
yapabilirler. Arabada radyo dinlerken dinledikleri müziğe değil, radyonun
istasyonuna veya markasına odaklanıp bundan söz edebilirler. Sorun, ilgi
gösterdikleri detayın o andaki durum/ olay/ beklenti vb açısından önemli
olup olmadığını değerlendirememeleridir. Bulundukları ortamda, o anda
yapılan etkinlik/iş vb. için önemli olan özelliklere ve yapılana değil,
kendileri için önemli olana saplanıp kalırlar, bu nedenle algılamaları
gerekeni algılayamazlar.İstenilen Noktaya Dikkatlerini Vermezler:
Otistik bireyler istenilen noktaya dikkatlerini yöneltmekte zorlanırlar. Bunun
yerine kendileri için önemli ya da eğlenceli gelen şeylere odaklanırlar.
Bir konudan diğerine odaklanmaları da çabuk değişir. Odada sizin
söylediğiniz kelime yerine uzaktan gelen bir sese odaklanabilirler.
Dışarıda dalları rüzgarla hareket eden bir ağaca odaklanıp masanın
üzerindeki nesneye yönelmekte zorluk çekebilirler. Bulundukları ortamdaki
pek çok uyarandan hangisini seçeceklerini, neye dikkat etmeleri gerektiğini
ayırt etmekte zorluk çekerler. Bu nedenle ya hepsiyle aynı anda ilgilenir,
bir ona bir buna giderek bakarlar, araştırırlar ya da sınırlı bir şekilde
bir nesne ile ilgilenerek, diğerlerine kendilerini kapatırlar. Sadece dıştan
gelen uyaranları sıraya koyma, öncelik/önem sırasına koymada zorluk
çekmezler, aynı zamanda kendilerini bombardımana tutan düşünceleri de
yorumlamada/ sıraya koymada zorluk çekerler.Somut Düşünürler:
Soyut ve kavramsal düşünme süreçlerinde problemler vardır. Bazıları
soyut kavramları çalışmalarla kazanabilirken, bazıları asla kazanamazlar.
Örneğin kızdığı için kitabı yere atan birine, "bunu neden yaptın?"
yerine, "kitabı atmandan hoşlanmadım, dışarıya çıkmak istemiyorsan
istemiyorum demelisin, kitabı atmamalısın" gibi açık ve net bir şekilde ne
yaptığı sorulmalı, isteğini nasıl ifade edeceği
somutlaştırılmalıdır.Otistik bireyler için kelimelerin tek bir anlamı
vardır, ikinci bir anlamı veya mecazi anlamı yoktur. Bu nedenle soyut
kelimeleri, sembolik anlatımları, atasözlerini, deyimleri, mecazi anlamı
olan kelimeleri anlamakta zorluk çekerler. Örneğin, "damlaya damlaya göl
olur" atasözünün, para biriktirmekle ilgili bir anlamı olduğunu kavraması
otistik bir birey için çok zordur. Gürültülü bir ortamda "Başım şişti"
dediğimizde, başımızın ağrıdığını ya da gürültüden rahatsız
olduğumuzu değil, başımızın fiziksel olarak şiştiğini
düşünebilirler. Bilginin soyutlanmasında, muhakeme etme, kavramsal problem
çözmede, yorumlamada zorluk çekerler. Fikirleri Birleştirmede Zorluk
Çekerler Otistikler için olayları, kavramları tek tek
öğrenmek, anlamak kolaydır. Olaylar, fikirler arasındaki bağlantıyı
kurmakta zorluk çekerler. Özellikle birbiriyle zıt görünen kavramlarla
ilişkili bilgileri anlamada / birleştirmede sıkıntı yaşarlar. Örneğin
çiçekleri seven birinin, arkadaşı için çiçek toplamasını
anlamayabilirler. "Çiçekleri seviyorsa niye kopardı?" diye sorarak sevme ve
koparma kavramlarının zıtlığı nedeniyle bir arada olamayacağını bunu
anlamadıklarını ortaya koyarlar. Çiçekleri koparmak kötü bir şey olduğu
için koparan kişinin çiçekleri sevmediğini düşünürler.Düzenleme Ve Bir
Sıra İzlemede Zorluk Yaşama: Bir işi organize ederken
istenilen sonuca ulaşmak için çeşitli elemanların bir araya getirilmesi
gereklidir. Örneğin sandviç yapacağımız zaman gereken malzemelerin
alınıp bir araya getirilmesi gereklidir. Otistik bir birey çoğul bilgileri
bir araya getirmede zorluk yaşadığı için, hangi malzemeler var, hangi
aletler kullanılacak, eksik olanların önceden temin edilmesi vb pek çok
bilgiyi bir araya getirme, gerekli hazırlığı yapma yani organizasyon yapmada
güçlük çeker. Sırayla yapılması gereken işleri yaparken de
zorluk yaşarlar. Basamaklar arasındaki ilişkiyi veya sonuçla kalan
basamaklar arasındaki ilişkiyi kurmada başarılı olamazlar. Örneğin
giyinirken izlenmesi gereken sırayı atlayabilirler.Organizasyon gerektiren ve
sırayla yapılması gereken işler hem o anda olana, hem de sonuca Odaklanmayı
Gerektirdiği İçin Zorlanırlar.Genelleme Yapmada Zorlukları Vardır: