HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Türkler ve İslamiyet FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Türkler ve İslamiyet FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


    Türkler ve İslamiyet

    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    Türkler ve İslamiyet Empty Türkler ve İslamiyet

    Mesaj tarafından reco_54 Salı 26 Mayıs 2009, 3:53 pm

    Türk, bütün varlığı ve heyecanı ile islamiyete koşarken hasretle beklediği
    dine kavuşmanın mutluluğunu yaşamıştır. "Allah’tan başka ilah yoktur"
    diyen, "cihad" emri ile "alplik ruhunu" besleyen, öte yandan "hak yolda"
    alimlerin akıttığı mürekkebi, şehid kanından daha mübarek bulan
    islamiyet, kısa zamanda Türk’ün ruhunu keşfetmekle kalmamış, Türk’ü
    yeniden Türk’e buldurmuştur.

    S. AHMET ARVASİ


    Türkler ve İslamiyet Turk_bayragi

    Türkler ve İslamiyet

    İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte millet olma sürecini tamamlayan Türkler kısa sürede islamiyeti bir "dünya dini" haline getirmiş,hakimiyeti altında olsun ya da olmasın tüm müslüman azınlıkları koruyup kollama görevini üstlenmişlerdir. Tarihte hiçbir millete nasip olmayacak kadar köklü ve güçlü imparatorluklar kuran Türk Milleti, bu gücünü hiç şüphesiz İslam dininden almıştır

    Tarihte hiçbir millete nasip olmayacak kadar köklü ve güçlü imparatorluklar kuran Türk Milleti bu gücünü hiç şüphesiz İslam dininden almıştır. Türklerin İslamiyeti kabulünün en önemli sonucu, islam dinine girmeleriyle millet olma sürecini tamamlayan Türklerin kısa süre içerisinde islamiyeti bir "dünya dini" haline getirmeleri olmuştur


    Türkler ve İslamiyet 043

    Türkleri İslamiyete Yakınlaştıran Sebepler

    Türkleri islamiyete yakınlaştıran en önemli sebep, tevhid inancı olmuştur. Allah'ın birliği inancı Türkler’de çok yaygın olan bir inançtı. Din adamlarını huzuruna çağıran Mengü Kağan, "biz tek Tanrı’nın varlığına, onun sayesinde yaşadığımıza ve onun emri ile öldüğümüze inanıyoruz" demişti. (Süleyman Kocabaş, Adil Türk İdaresi, s.15)

    Türklerde Allah'ın birliği inancı "Kök Tengri" (Gök-Kainat Tanrısı) olarak isimlendirilmişti. Türkler’in inançları ile islam inancı arasındaki benzerlik sadece bununla sınırlı değildi. İslamiyet öncesi Türkler ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, kaza ve kadere inanırlar ve kurban keserlerdi. Zina ve eşcinsellik kesinlikle yasaktı ve hırsızlık ağır ceza ile cezalandırılırdı. (İ. Hami Danışmend, Türk Irkı Neden Müslüman Oldu, s.17) Türklerin islamiyeti kabul etmelerinde islam öncesi Türklerin inançları ile islamiyet arasındaki büyük benzerlikler önemli rol oynamıştır. Bu benzerlikleri kavradıkça islamiyete her geçen gün yakınlık duyan Türkler, Emevi Valisi'nin Horosan'da İslamiyeti yaymak için cami ve medrese açmasına hiçbir tepki göstermemiştir. Bu yakınlaşma süreci Arap Müslümanlarla Türklerin ortak düşmanları olan Çinlilere karşı omuz omuza mücadele etmesiyle doruk noktasına ulaşmıştır.


    Türkler ve İslamiyet 09


    Dünya Tarihinin Dönüm Noktası

    Türkler’in İslam dini ve müslüman Araplarla tanışmasına vesile olan "Talas Savaşı"ndan Çin Ordusu karşısında zorlanan Müslümanların yardımına Türk süvarileri yetişmiştir. Savaşı izleyen Karluk beyinin emriyle savaş alanına giren Türk süvarileri karşısında neye uğradıklarını şaşıran Çinliler Talas Savaşı’nda yenilgiye uğramışlardır. Bu savaşın ardından islamiyet Maveraünnehr’de kalıcı hale gelmiş ve Türkler de uzun zaman Çin tehlikesinden kurtulmuşlardır.

    Bölgeye adım atan Müslüman Araplar, Türklerin yüksek ahlaklarını, idarecilik ve savaştaki üstün meziyetlerini yakından tanıma imkanı bulmuşlardır. Bu savaş sonucunda, Türklerin islamiyete girmesiyle bu dinin kısa sürede bir "dünya dini" olacağı inancı doğmuştur. Türklerin müslüman Arapları, Arapların da Türkleri tanımasına neden olan "Talas Savaşı" dünya tarihi için bir dönüm noktası olmuştur.

    Talas Savaşı’nın ardından kitleler halinde islam dinine geçen Türkler, iddia edilenlerin aksine hiçbir zorlama ile karşılaşmamışlardır:

    "Türkler, İslamiyeti samimi olarak, kendi istekleriyle, hiçbir zorlama ve dış baskı olmaksızın kitle halinde kabul edince, tarihlerinin yeni bir devresine ayak basmış oluyorlardı… Türkler müslüman olmak suretiyle Türklüklerini kemale erdirmiş, adeta tamamlamışlardı." (Yılmaz Öztuna, Türk Tarihinden Yapraklar, s.47)


    Türkler ve İslamiyet 15
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    Türkler ve İslamiyet Empty Talas Savaşı bilgi tarih 751

    Mesaj tarafından reco_54 Salı 26 Mayıs 2009, 4:08 pm

    Talas Savaşı bilgi

    751 yılında Araplar ile Çinliler arasında yapılan savaş. Doğudan batıya ilerleyen Çinliler ile, Ön-Asya' dan doğuya ilerleyen Araplar, Talas ırmağı kıyılarında savaştılar. Bu savaşta, Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesini istemeyen, Karluk ve Yağma Türkleri, Arapların yanına geçmişler ve savaşı Arapların kazanmasını sağlamışlardır.




    Talas Savaşı 751 yılında Araplar ile Çinliler arasında yapılan savaş. Doğudan batıya ilerleyen Çinliler ile, Ön-Asya' dan doğuya ilerleyen Araplar, Talas ırmağı kıyılarında savaştılar. Bu savaşta, Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesini istemeyen, Karluk ve Yağma Türkleri, Arapların yanına geçmişler ve savaşı Arapların kazanmasını sağlamışlardır.

    İslamiyet'i henüz kabul etmeyen Türklerin, Orta Asya’da İslâm dînini tanıtıp yayan Araplarla birlikte, Çinlilere karşı, Talas’ta yaptıkları bu savaş, sebep ve sonuçları bakımından çok önemlidir.

    Göktürk İmparatorluğu'nu yıkmış olan Çin’in başındaki Tang Sülâlesi (618-906) devrinde İmparator Hivang-Çang (713-755), Türk Hanoğulları’nın hâkimiyetindeki Şaş/Taşkent şehrini ele geçirmek istedi. Bu gayeyle Taşkent Seferine çıkan Kuça Valisi Kao Sien-tche çok geçmeden Taşkent hükümdarı Bagatur-tudun’u esir alarak Çin İmparatoruna gönderdi.

    Bagatur-tudun’un öldürülmesi üzerine oğlu Tüen-en, başta Karluklar olmak üzere bölgedeki Türk boylarını Çin’e karşı birlikte harekete çağırdı. Ancak Göktürklerin yıkılmasından sonra henüz birliğini kuramamış olan Türkler, Çin kuvvetleriyle tek başlarına mücadele edemeyeceklerini bildikleri için Abbasîlerden yardım istediler. Ziyad bin Sâlih kumandasında gelen İslam ordusu, yardımcı Türk kuvvetleriyle birleşti. Bunu haber alan Çin komutanı Kao Sien-tche de 100 000 kişilik orduyla, Talas şehrine geldi ve burada müttefik kuvvetlerle karşılaştı. 751 yılı Temmuzunda başlayan savaş, pek şiddetli bir şekilde beş gün devam etti. Savaşın son gününde Çin kuvvetlerinin arkasına sarkan Karluklar, düşmana ağır bir darbe indirdiler. Kao Sien-tche az bir kuvvetle canını zor kurtarabildi. Savaşta Çinliler, elli bin ölü ve yirmi bin esir verdiler.

    Talas Meydan Muharebesinin zaferle neticelenmesi; Türk, Çin, İslam ve dünya tarihiyle medeniyetinde çok önemli etkiler bıraktı. Çinliler Talas yenilgisinden sonra 20. yüzyıla kadar, Tanrı Dağları (Tiyenşan) batısına geçemediler. Batı Türkistan, Çin tehlikesinden kurtuldu.

    Karluklar, Talas Zaferinden on beş yıl sonra, 766 tarihinde, Tanrı Dağları batısında ve Çu Irmağı boylarında müstakil Türk devleti kurdular. Türkistan’daki Kamlık (Şamanlık), Buda ve Mani dinlerindeki yerli ve göçebe Türklerle Müslümanlar arasında, serbest ticaret, dostluk ve iyi münasebetler başladı. Türkler, Müslümanlarla tanışıp, İslam dînini yakından tanıma imkânına kavuştular. İslam dîninin üstün esasları, mütekâmil hâli, buralardaki Türklerin İslamiyet'i benimsemelerine sebep oldu. İslam medeniyet dairesine, Orta Asya’da, binlerce Türk girdi.

    Türkler, kâğıt yapmasını Araplara öğretti. Semerkand’daki imalathânelerde yapılan ipekten kâğıtlar, Orta Doğu ve Akdeniz’e yayıldı. Müslüman Araplar, hakimiyetlerindeki bölgelerden öğrendikleri kâğıdı imal ederek medeniyetin bütün dünyada hızla yayılmasına hizmet ettiler.
    Savaşın önemi
    Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesi engellenmiştir. (Siyasi)
    Türkler, bu savaştan sonra guruplar halinde İslamiyet'i kabul etmeye başlamışlardır. ( Karluklar) (Dini)
    Esir alınan Çinlilerden kağıt yapım tekniği öğrenilmiştir. (Kültürel)
    Abbasiler, yönetimde Emevilerin Arap Devleti tezi yerine, İslam devleti özelliği göstermişler, Müslümanlara eşit yaklaşımda bulunmuşlardır.
    Arap Milliyetçiliği politikası, Ümmetçi anlayışa dönüşmüştür.
    Fetih politikasından çok, kültür politikasına ağırlık vermişlerdir.
    Halife Mansur döneminde, Bağdat şehri kurularak, merkez buraya taşınmıştır. İlk defa Yunan filozoflarının eserleri, bu dönemde Arapça'ya çevrilmeye başlamıştır.
    En parlak dönemlerini, Harun Reşit ile oğulları Memun ve Mutasım zamanlarında yaşamışlardır
    [img]Türkler ve İslamiyet Monqolnaymans601kkizouzqarakta
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    Türkler ve İslamiyet Empty Müslüman Olmayan Türklerin Akibeti

    Mesaj tarafından reco_54 Salı 26 Mayıs 2009, 4:17 pm

    Müslüman Olmayan Türklerin Akibeti

    Türkler islamiyeti kabul etmeselerdi hiç şüphesiz tarihteki milletler mezarlığına gömülürlerdi. İslamiyeti kabul etmeden çeşitli uzakdoğu dinlerinin etkisi altında kalan Türkler, bu dinlerden olumsuz şekilde etkilenmiştir.<İslamiyeti kabul etmeyen Türk boyları, tarih boyunca milli kültürlerini kaybetmeye mahkum olmuşlardır. Nitekim Budizmi eden Tabgaçlar, Museviliği Hazarlar bugün Türklüklerini tamamen kaybetmişlerdir. Allah’ın insanlığa son mesajı olan Kuran’ın yolunu izleyen hiçbir boyu benliğini kaybetmemiştir.>

    Türklerin islamiyeti kabulünden çok önce M.S 375 yılında Avrupa’ya ayak basan ilk Türkler olarak tarihe geçen Hunlar, siyasi ve askeri açıdan uzun yıllar kendinden söz ettirmiş ancak çeşitli uzakdoğu dinlerinin etkisi altında kaldıkları için Türklüklerini kaybetmişlerdir. Büyük bir kısmı Hristiyanlaşan bu Hun Türkleri sosyal asimilasyona uğrayarak milli varlıklarını kaybetmişlerdir. Dün olduğu gibi bugün de Müslüman olmak ve islamiyetin gereklerine uygun bir yaşam sürmek Türk Milleti’nin varlık şartı olarak önemini korumaktadır. (Süleyman Kocabaş, Adil Türk İdaresi, s.17)



    Türklerin İslam Dünyasındaki Liderliği

    İslamiyeti kabul eden Türkler "İlahi Kelimetullah" davası uğruna tüm dünyaya Türk-İslam adalet ve hoşgörüsünü götürmekle kalmamış, hakimiyeti altında 30’dan fazla din ve ırktan insanı koruyup kollamayı kendisine vazife bilmiştir.

    Türkler İslam dünyasının önderlik görevini ilk olarak Selçuklu Devleti zamanında kazanmışlardı. Selçuklu devleti ve onun mirası üzerine korulan Osmanlı Devleti, sınırları içerisinde olsun ya da olmasın islam ülkelerine yapılan saldırıları kendi ülkesine yapılan bir saldırı olarak kabul ediyordu. Yavuz Sultan Selim Mısır’da hüküm süren Memlüklü Devleti’ne son vermesi üzerine islam dünyasının önderliği manevi olarak da Türklere geçti ve tüm islam dünyasının başkenti İstanbul oldu.

    Mısır’ın ardından Kuzey Afrika ülkeleri de birer birer Osmanlı sınırlarına dahil edildi. İspanyol işgaline uğrayan Cezayir’e çıkarma yapan Barbaros Hayrettin Paşa bölge halkının sevgi gösterileriyle karşılandı. Türklerin Cezayir’e adım atışıyla birlikte İspanyolların ve İspanyollarla işbirliği içerisinde bulunan Cezayirli yöneticilerin halka yapmış oldukları zulüm son buldu.Cezayir’le birlikte Tunus, Fas, Libya, Irak, Körfez Ülkeleri ve Yemen’de Osmanlı topraklarına dahil edildi.



    Türkler ve İslamiyet Osmanliharitasi1mk8
    Türkler hakimiyeti altındaki topraklarda hiçbir zaman emperyalist bir yaklaşım içerisinde olmadı. Özellikle halkı müslüman olan ülkelerdeki insanlar, her alanda Türklerle eşit haklara sahipti. Arap halkları İslamiyete yapmış oldukları hizmetlerden dolayı Osmanlı Sultanlarına ve Türklere büyük sempati duyuyorlar ve "kavmi necip" olarak isimlendiriyorlardı. 4. yüzyıl Türk idaresi altında yaşayan Araplar, her türlü iç ve dış saldırıya karşı güven içinde bir yaşam sürdüler.

    19. asırda bölgedeki doğal kaynaklara göz diken Batı ülkelerinin kışkırtmalarıyla Arap ülkelerinde esen bağımsızlık rüzgarı iddia edilenin aksine huzur ve güven ortamı sağlamadı. "Türkler Arap ülkelerinde sömürgecidir" iddiasıyla Arapları kışkırtılan Batılı güçler, 2. Dünya Savaşı sonuna kadar bu ülkeleri emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma 19 Nis. 2024, 4:19 pm