Otizmde Tedavi ve DMSA
Kısa bir zaman öncesine kadar tedavi edilemez bir hastalık olarak düşünülürken, günümüzde tedavisi mümkün hastalıklar sınıfına girdi. Pek çok labaratuvar sonuçları , otızmın komlike yapıya sahip metabolizma problemleri olduğunu göstermektedir.
Bozulan metilasyon metebolizma ve geçirgen bagırsaktan sonra vücutta ağır metal birikmesi sonundada ,ağır metal zehirlenmesi görünmektedir. Bu zehirlenmeler bebeklik dönemine rastlarsa durum dahada ağır seyreder.
Ağır metaller vücut ve beyin gelişmesini olumsuz etkilemektedir. Bunların en başında kurşun, civa,aliminyum
arsenik ve kadmiyum gelir.
DMSA ,DMPS, EDTA gibi ağır metal ajanları kullanılmaktadır. DMSA en yaygın ve güvenilir olanıdır. Bunların oral , ıv ve transdermal olarak kullanılan şekilleri
Vardır. Kelasyonlardan sonra ağır metallerle beraber yararlı minerallerde atıldığı için , mutlaka bunları yerine koymak gereklidir.
DMSA (dimercapto süccinid acid) başka amaçlarlada dünyada 50 yılı aşkın zamandır kullanılmaktadır.
DMG Ve TMG
Glisin en küçük yapılı amino asittir.Hücreye gerekli olduğunda kullanılan gerekli diğer amino asitlere dönüşebilen esansiyel bir amino asittir.Esansiyel amino asitler mutlaka dışardan alınmalıdır. Vücut bunu kendi kendine sentezleyemez. Hiperaktivite ve otizimde çok kullanılmaktadır. Bu konulardaki araştırmalarda konuşma sorunlarındaçok olumlu gelişmelerden bahsedilmektedir. DMG ( dimetyl glisin) ve TMG ( trimetil glisin) glisinin metillenmiş formlarıdır. Bazı hastalara DMG bazılarına ise TMG iyi gelmektedir.Beraberinde folinik asit ve çinko ilavesi sinerjik bir etki yapmaktadır.
Otizmin nedenleri ve tedavileri
Çagımızda hızla artan hastalıklardan biri olan otizimin sebebleri henüz bilinmemektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucu pek çok nedenden dolayı bu hastalığın ortaya çıktığı görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Bunlar arasında en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz.
1) çevrenin kirlenmesi
2) kurşunlu benzinler
3) civalı aşılar
4) amalgamlı diş dolguları
5) Dış ve iç mekanlardaki kurşunlu boyalar
6) Böcek öldürücüler( insektisitler)
7) Kimyasal boya içeren oyuncaklar
8) Gıda katkı maddeleri
9) Denizlerin ve akarsuların aşırı kirlenmesi
Metil Cobalamin
B vitaminleri şüphesiz beyin geişmesinde ve sinir iletileri için en önemli vitaminlerdendir
Özelliklede B12 Vitamini tabiatta B12 nin üç formu vardır
1)siyano cobalamin
2)hidroksi cobalamin
3)metil cobalamin
Dünyada en çok kullanılanı siyana cobalamindir. Bulması kolay ve ucuzdur Fakat vücuda girdikten sonra siyanür ve cobalamin olarak ayrılır. Siyanür herkesin bildiği gibi en kuvvetli zehirdir. Vücuttaki metilasyonun azaldığı hastalıklarda bu çok önem kazanıyor.
Metilasyonu hızlandırmak gereken otızm hıperaktıvıte alzhemır vb gibi hastalıklarda artık son yıllarda metıl cobalaminin önemi daha iyi anlaşıldı. Bir çok ilaç firmaları artık üretimde metil cobalamin kullanır oldu.
Nasal spreyi ve dilaltı damlaları geliştirilmiştir. Bu formları mide bagırsak sistemine girmediği için daha yararlıdır. B12 Vitamini diğer B vitaminleriyle geçimsizdir. Bundan dolayı tek başına kullanılması bıo yaralılık açısından çok daha iyidir.
DMSA ile DETOX VE ANTİAGİNG
Dünyada bu konudada pek çok çalışmalar yapılmıştır. Yaklaşık 50 yıldır DMSA ,EDTA gibi kelasyon ajanı maddeler kullanılmaktadır. En güvenilir olan DMSA dır. ( dimercapto süccinic acid ) Buna ait pek çok tedavi şekilleri vardır. Bu işe yaklaşık 40 yılını vermiş DR William Shaw ın protokolü en yaygın kullanılandır.Son yıllardada ülkemizdeki hekimlerinde bu konular dikkatini çekti. Çoğu tetkikler yapılıp tedavilere başlanmıştır.
Deniz yosunlarıda kelasyonda kullanılmaktadır.Fakat denizlere ve okyanuslara ne kadar güveneceğiz .En çok sanayi atıklarını barındıran yerler oldular. Özel yetiştirilenler kullanılabılir. Ama litaratür bilgilerine göre DMSA kadar etkili değildir.
MODERN HAYATIN SONUÇLARI
Gün geçmesin ki unutkanlıktan şikayet eden birisini duymayalım.Üstelik bunların yaşlarıda hayli genç.20-30 yıl öncesi yaramaz ve hareketli çocuklardan bahsedilirken son 10 yıldan bu yana gazetelerde ve dergilerde hiperaktif ve öğrenemeyen bir dizi öğrencilerden hergün flaş flaş haberleri artık sıradan olaylar gibi okumaya başladık.
Her gün yatıp ertesi gün yorgun kalkanlardan ve yerinde duramayan çocuklardan,sebebi bulunamayan anemilerden ve pek çok gastro entestinal şikayetleri(ishal kabız hazımsızlık vb.) hayli sıkça duyar olduk!
Peki bütün bunların sebebi nelerdir diye hiç düşündünüz mü?
Bunların çoğu bize modern hayatın kötü hediyeleridir.
Nasıl mı?
HAYATIMIZDA AĞIR METAL KAYNAKLARI
Eskiden ahşap evlerde yapay maddelerden uzakodaları beyaz kireçli kolay ısınan ve oksijenlenen evlerden güzel üst üste yığılmış betonlara taşındık. Bir köyü bir apartmana sığdırdık.Toprak tavalardan teflonlara hatta çeliklere doğru yol aldık .pamuklu ve 0 yün giysilerden renkli dünyayapolyesterler plastiklere doğru hareket ettik.
Artık evlerimizin içi ve dışı o beyaz kireçten, doğal kök boyalardan , ahşap kapı pencere ve yer döşemelerinden uzaklaşıp yapay sentetik ve pek çoğu petrol yan ürünleri olan nefes almayan renkli hayata adım attık.
Gıda konusu ise ayrı bir handikap.Artık ne tavuklar ne etler nede diğer gıdalar eskisi gibi enfes kokmuyorlar.Modern tarım ve seri üretimin gelişmesinden sonra bu kokuları özler olduk.Gıdaların marketlerde yada satış noktalarında daha uzun süre dayanabilmesi için bir çok kimyevi maddelere maruz kaldılar.
Genci yaşlısı ve bebeklerimiz hepsi de can.Sağlıklı ve güzel bir çevrede yaşamak hepimizin hakkı fakat bir grup var ki daha çok dikkat edimesi gerekmektedir.Bunlar bebeklerimiz ve hamile anne adayları..Anne karnında ve bebeklik dönemindeki olumsuz çevresel faktörler ve ağır metal zehirlenmesi beyinde kalıcı hasarlar bırakmaktadır.Bu durum geç farkedilirse otizme ve alzhemıra yakın tablolar ortaya çıkar.
Benzin ve yakıtlardan söz etmeden geçemeyeceğim. Yıllardır kurşunlu kurşun suz tartışması sürüp gitmektedir.Evlerimize su taşıyan borular yakın zamana kadar kurşundu .eski evlerde köylerde hala bu borulardan .gerçi yerini çokta iyi olmayan hatta daha kötüsü pastikler aldı Bebekler ve anne adayları için en kötü ağır metaller KURŞUN ve CİVA dır
En çok nedenlerden birisi ise dişlerinizdeki amalgam dolgulardır.Rafine ve katkı maddeli gıdalarla beslenmeye başladığımızdan beri kemiklerimiz ve dişlerimizin eski sağlamlığı kalmadı.En önemli protein ve fosfor kaynağı olan balıklarda çevrenin kirlenmesinden olumsuz yönde etkilenmiştir.Denizler,göller ve akarsularda yaşayan balık çeşitleri ve miktarı azaldıça azaldı ve sonunda kalanlarda ağır metal ve toksin deposu haline geldiler.Yerine yapay gıdalarla beslenen çiftlik balıkları tezgahlarda yerini aldı.
Artık dişler çürüdü ve bunları nasıl koruruz derdine düştük.Elimizle civalı amalgamları vücudumuzun başköşesi olan ağzımıza yerleştirdik.Artık ağzımızda en önemli ağır metallerden biri olan civalı amalgam dolgularla yaşamaya başladık.
Kontrolsüz ve gelişigüzel kullanılan antibiyotikler katkı maddeli gıdalar bağırsak floramızı bozdu. Ülkemizdeki en önemli besin kaynağı olan yoğurdu sütü ve süt ürünlerini pastörüze ederek dost bakterileri soframızdan uzaklaştırdık.Bağırsakta sentezlenen D ve K vitaminleri ve pek çok enzim bağırsaklarımızı terk etti.Sonuç olarak insan vücudunda en çok bulunan Kalsiyum elementi kemiklere taşınamadığından yerini 2 değerlikli olan ve tabiatta Kalsiyumla yan yana bulunan Kurşun ve diğer ağır metallerle doldurmaktadır.Bunların sonucu olarak bilhassa çocuklarda hiperaktivite dikkat eksikliği ve motor becerilerde önemli geçikmelere yol açmaktadır.
RENKLİ DÜNYANIN DİĞER YÜZÜ
Evlerimiz giysilerimiz oyuncaklarımız eşyalarımız kısacası yaşadığımız kısıtlı alanlar güzel oldu.rengarenk albenisi yüksek gıdalar marketlerde yeni kurbanlarını beklemeye başladılar vederken hiç alışık olmadığımız yeni yeni hastalıklarlada tanışmaya başladık. Görünürde hiçbir eksikliği olmadığı halde görmeyen duymayan konuşmayan etrafını farketmeyen, çocuklar ne yaptığını kim olduğunu hatırlamayan yaşlılar , sürekli unutkanlıktan şikayet eden yediğinden içtiğinden birtürlü mutlu olmayan gençlerle doldu etrafımız. Eczanelerde satılan ilaçların başında anti depresanlar önemli bir yere sahip.Malesef yavaş yavaş zehirlendik.
DÜNYA DÖNÜYOR SEN NE DERSEN DE!!!
Amerika ve batı ülkeleri bunları çoktan farketti önleminide hızla almaktadır. Kendi ülkelerinde cıvasız diş dolgularından cıvasız boyalardan cıvasız aşılardan her yerde bahsetmektedırler. Ama dünyaya ve özelliklede az gelişmiş ülkelere hala cıvalı aşıları satmaktadır.Çinde otizim ve hiperaktivite hiç görünmezken ithal aşılardan ve çevre kirliliğinin artmasından dolayı 2000 yılından sonra bu hastalıklar hızla artmıştır.
Dünyada otizm dikkat eksikliği 1950 tıllarda 2000/1 iken 50 yıl sonra gelinen nokta150/1 dir .bu oran istatistiklere yansıyan .B ana göre ise bu oran 40 ,50 /1 edüştü. Kırsal kesimde ve köylerdeki insanların imkanları kısıtlı olduğu için bunların istatistiklere yanımadığını düşünüyorum. Bu sayı gün geçtikçe hızla artmaktadır.
Peki sonuçları bu kadar kötü hastalıklardan nasıl kurtulmalıyız,nasıl korunmalıyız?
Öncelikle organik tarıma geçilmeli,cıvalı dolgular veaşılardan uzak durulmalı. Atalaıımızın beslenme şekillerine giyimlerine pek çok alışkanlıklarına sahip çıkmalıyız .
YETERLİMİ ? Sanmıyorum artık çevre çoktan kirlendi pek çok modern hayatın getirdiği kolaylığı ve renklilikten uzak durmak çok zor gibi görünüyor. Bunun için bir yerden başlamak gerekiyor . Gıdalardan ve giysilerden başlamaya nedersiniz?
SAĞLIKLI VE HİÇ HASTALANMAMAK DİLEĞİYLE.
KAYNAK: http://www.dmsaturkiye.com
Kısa bir zaman öncesine kadar tedavi edilemez bir hastalık olarak düşünülürken, günümüzde tedavisi mümkün hastalıklar sınıfına girdi. Pek çok labaratuvar sonuçları , otızmın komlike yapıya sahip metabolizma problemleri olduğunu göstermektedir.
Bozulan metilasyon metebolizma ve geçirgen bagırsaktan sonra vücutta ağır metal birikmesi sonundada ,ağır metal zehirlenmesi görünmektedir. Bu zehirlenmeler bebeklik dönemine rastlarsa durum dahada ağır seyreder.
Ağır metaller vücut ve beyin gelişmesini olumsuz etkilemektedir. Bunların en başında kurşun, civa,aliminyum
arsenik ve kadmiyum gelir.
DMSA ,DMPS, EDTA gibi ağır metal ajanları kullanılmaktadır. DMSA en yaygın ve güvenilir olanıdır. Bunların oral , ıv ve transdermal olarak kullanılan şekilleri
Vardır. Kelasyonlardan sonra ağır metallerle beraber yararlı minerallerde atıldığı için , mutlaka bunları yerine koymak gereklidir.
DMSA (dimercapto süccinid acid) başka amaçlarlada dünyada 50 yılı aşkın zamandır kullanılmaktadır.
DMG Ve TMG
Glisin en küçük yapılı amino asittir.Hücreye gerekli olduğunda kullanılan gerekli diğer amino asitlere dönüşebilen esansiyel bir amino asittir.Esansiyel amino asitler mutlaka dışardan alınmalıdır. Vücut bunu kendi kendine sentezleyemez. Hiperaktivite ve otizimde çok kullanılmaktadır. Bu konulardaki araştırmalarda konuşma sorunlarındaçok olumlu gelişmelerden bahsedilmektedir. DMG ( dimetyl glisin) ve TMG ( trimetil glisin) glisinin metillenmiş formlarıdır. Bazı hastalara DMG bazılarına ise TMG iyi gelmektedir.Beraberinde folinik asit ve çinko ilavesi sinerjik bir etki yapmaktadır.
Otizmin nedenleri ve tedavileri
Çagımızda hızla artan hastalıklardan biri olan otizimin sebebleri henüz bilinmemektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucu pek çok nedenden dolayı bu hastalığın ortaya çıktığı görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Bunlar arasında en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz.
1) çevrenin kirlenmesi
2) kurşunlu benzinler
3) civalı aşılar
4) amalgamlı diş dolguları
5) Dış ve iç mekanlardaki kurşunlu boyalar
6) Böcek öldürücüler( insektisitler)
7) Kimyasal boya içeren oyuncaklar
8) Gıda katkı maddeleri
9) Denizlerin ve akarsuların aşırı kirlenmesi
Metil Cobalamin
B vitaminleri şüphesiz beyin geişmesinde ve sinir iletileri için en önemli vitaminlerdendir
Özelliklede B12 Vitamini tabiatta B12 nin üç formu vardır
1)siyano cobalamin
2)hidroksi cobalamin
3)metil cobalamin
Dünyada en çok kullanılanı siyana cobalamindir. Bulması kolay ve ucuzdur Fakat vücuda girdikten sonra siyanür ve cobalamin olarak ayrılır. Siyanür herkesin bildiği gibi en kuvvetli zehirdir. Vücuttaki metilasyonun azaldığı hastalıklarda bu çok önem kazanıyor.
Metilasyonu hızlandırmak gereken otızm hıperaktıvıte alzhemır vb gibi hastalıklarda artık son yıllarda metıl cobalaminin önemi daha iyi anlaşıldı. Bir çok ilaç firmaları artık üretimde metil cobalamin kullanır oldu.
Nasal spreyi ve dilaltı damlaları geliştirilmiştir. Bu formları mide bagırsak sistemine girmediği için daha yararlıdır. B12 Vitamini diğer B vitaminleriyle geçimsizdir. Bundan dolayı tek başına kullanılması bıo yaralılık açısından çok daha iyidir.
DMSA ile DETOX VE ANTİAGİNG
Dünyada bu konudada pek çok çalışmalar yapılmıştır. Yaklaşık 50 yıldır DMSA ,EDTA gibi kelasyon ajanı maddeler kullanılmaktadır. En güvenilir olan DMSA dır. ( dimercapto süccinic acid ) Buna ait pek çok tedavi şekilleri vardır. Bu işe yaklaşık 40 yılını vermiş DR William Shaw ın protokolü en yaygın kullanılandır.Son yıllardada ülkemizdeki hekimlerinde bu konular dikkatini çekti. Çoğu tetkikler yapılıp tedavilere başlanmıştır.
Deniz yosunlarıda kelasyonda kullanılmaktadır.Fakat denizlere ve okyanuslara ne kadar güveneceğiz .En çok sanayi atıklarını barındıran yerler oldular. Özel yetiştirilenler kullanılabılir. Ama litaratür bilgilerine göre DMSA kadar etkili değildir.
MODERN HAYATIN SONUÇLARI
Gün geçmesin ki unutkanlıktan şikayet eden birisini duymayalım.Üstelik bunların yaşlarıda hayli genç.20-30 yıl öncesi yaramaz ve hareketli çocuklardan bahsedilirken son 10 yıldan bu yana gazetelerde ve dergilerde hiperaktif ve öğrenemeyen bir dizi öğrencilerden hergün flaş flaş haberleri artık sıradan olaylar gibi okumaya başladık.
Her gün yatıp ertesi gün yorgun kalkanlardan ve yerinde duramayan çocuklardan,sebebi bulunamayan anemilerden ve pek çok gastro entestinal şikayetleri(ishal kabız hazımsızlık vb.) hayli sıkça duyar olduk!
Peki bütün bunların sebebi nelerdir diye hiç düşündünüz mü?
Bunların çoğu bize modern hayatın kötü hediyeleridir.
Nasıl mı?
DMSA Civa Kompleksi
HAYATIMIZDA AĞIR METAL KAYNAKLARI
Eskiden ahşap evlerde yapay maddelerden uzakodaları beyaz kireçli kolay ısınan ve oksijenlenen evlerden güzel üst üste yığılmış betonlara taşındık. Bir köyü bir apartmana sığdırdık.Toprak tavalardan teflonlara hatta çeliklere doğru yol aldık .pamuklu ve 0 yün giysilerden renkli dünyayapolyesterler plastiklere doğru hareket ettik.
Artık evlerimizin içi ve dışı o beyaz kireçten, doğal kök boyalardan , ahşap kapı pencere ve yer döşemelerinden uzaklaşıp yapay sentetik ve pek çoğu petrol yan ürünleri olan nefes almayan renkli hayata adım attık.
Gıda konusu ise ayrı bir handikap.Artık ne tavuklar ne etler nede diğer gıdalar eskisi gibi enfes kokmuyorlar.Modern tarım ve seri üretimin gelişmesinden sonra bu kokuları özler olduk.Gıdaların marketlerde yada satış noktalarında daha uzun süre dayanabilmesi için bir çok kimyevi maddelere maruz kaldılar.
Genci yaşlısı ve bebeklerimiz hepsi de can.Sağlıklı ve güzel bir çevrede yaşamak hepimizin hakkı fakat bir grup var ki daha çok dikkat edimesi gerekmektedir.Bunlar bebeklerimiz ve hamile anne adayları..Anne karnında ve bebeklik dönemindeki olumsuz çevresel faktörler ve ağır metal zehirlenmesi beyinde kalıcı hasarlar bırakmaktadır.Bu durum geç farkedilirse otizme ve alzhemıra yakın tablolar ortaya çıkar.
Benzin ve yakıtlardan söz etmeden geçemeyeceğim. Yıllardır kurşunlu kurşun suz tartışması sürüp gitmektedir.Evlerimize su taşıyan borular yakın zamana kadar kurşundu .eski evlerde köylerde hala bu borulardan .gerçi yerini çokta iyi olmayan hatta daha kötüsü pastikler aldı Bebekler ve anne adayları için en kötü ağır metaller KURŞUN ve CİVA dır
En çok nedenlerden birisi ise dişlerinizdeki amalgam dolgulardır.Rafine ve katkı maddeli gıdalarla beslenmeye başladığımızdan beri kemiklerimiz ve dişlerimizin eski sağlamlığı kalmadı.En önemli protein ve fosfor kaynağı olan balıklarda çevrenin kirlenmesinden olumsuz yönde etkilenmiştir.Denizler,göller ve akarsularda yaşayan balık çeşitleri ve miktarı azaldıça azaldı ve sonunda kalanlarda ağır metal ve toksin deposu haline geldiler.Yerine yapay gıdalarla beslenen çiftlik balıkları tezgahlarda yerini aldı.
Artık dişler çürüdü ve bunları nasıl koruruz derdine düştük.Elimizle civalı amalgamları vücudumuzun başköşesi olan ağzımıza yerleştirdik.Artık ağzımızda en önemli ağır metallerden biri olan civalı amalgam dolgularla yaşamaya başladık.
Kontrolsüz ve gelişigüzel kullanılan antibiyotikler katkı maddeli gıdalar bağırsak floramızı bozdu. Ülkemizdeki en önemli besin kaynağı olan yoğurdu sütü ve süt ürünlerini pastörüze ederek dost bakterileri soframızdan uzaklaştırdık.Bağırsakta sentezlenen D ve K vitaminleri ve pek çok enzim bağırsaklarımızı terk etti.Sonuç olarak insan vücudunda en çok bulunan Kalsiyum elementi kemiklere taşınamadığından yerini 2 değerlikli olan ve tabiatta Kalsiyumla yan yana bulunan Kurşun ve diğer ağır metallerle doldurmaktadır.Bunların sonucu olarak bilhassa çocuklarda hiperaktivite dikkat eksikliği ve motor becerilerde önemli geçikmelere yol açmaktadır.
RENKLİ DÜNYANIN DİĞER YÜZÜ
Evlerimiz giysilerimiz oyuncaklarımız eşyalarımız kısacası yaşadığımız kısıtlı alanlar güzel oldu.rengarenk albenisi yüksek gıdalar marketlerde yeni kurbanlarını beklemeye başladılar vederken hiç alışık olmadığımız yeni yeni hastalıklarlada tanışmaya başladık. Görünürde hiçbir eksikliği olmadığı halde görmeyen duymayan konuşmayan etrafını farketmeyen, çocuklar ne yaptığını kim olduğunu hatırlamayan yaşlılar , sürekli unutkanlıktan şikayet eden yediğinden içtiğinden birtürlü mutlu olmayan gençlerle doldu etrafımız. Eczanelerde satılan ilaçların başında anti depresanlar önemli bir yere sahip.Malesef yavaş yavaş zehirlendik.
DÜNYA DÖNÜYOR SEN NE DERSEN DE!!!
Amerika ve batı ülkeleri bunları çoktan farketti önleminide hızla almaktadır. Kendi ülkelerinde cıvasız diş dolgularından cıvasız boyalardan cıvasız aşılardan her yerde bahsetmektedırler. Ama dünyaya ve özelliklede az gelişmiş ülkelere hala cıvalı aşıları satmaktadır.Çinde otizim ve hiperaktivite hiç görünmezken ithal aşılardan ve çevre kirliliğinin artmasından dolayı 2000 yılından sonra bu hastalıklar hızla artmıştır.
Dünyada otizm dikkat eksikliği 1950 tıllarda 2000/1 iken 50 yıl sonra gelinen nokta150/1 dir .bu oran istatistiklere yansıyan .B ana göre ise bu oran 40 ,50 /1 edüştü. Kırsal kesimde ve köylerdeki insanların imkanları kısıtlı olduğu için bunların istatistiklere yanımadığını düşünüyorum. Bu sayı gün geçtikçe hızla artmaktadır.
Peki sonuçları bu kadar kötü hastalıklardan nasıl kurtulmalıyız,nasıl korunmalıyız?
Öncelikle organik tarıma geçilmeli,cıvalı dolgular veaşılardan uzak durulmalı. Atalaıımızın beslenme şekillerine giyimlerine pek çok alışkanlıklarına sahip çıkmalıyız .
YETERLİMİ ? Sanmıyorum artık çevre çoktan kirlendi pek çok modern hayatın getirdiği kolaylığı ve renklilikten uzak durmak çok zor gibi görünüyor. Bunun için bir yerden başlamak gerekiyor . Gıdalardan ve giysilerden başlamaya nedersiniz?
SAĞLIKLI VE HİÇ HASTALANMAMAK DİLEĞİYLE.
KAYNAK: http://www.dmsaturkiye.com