Maşat Höyük
Zile ilçesi Yalınyazı köyünde yer alan Maşat Höyük ören yerinde, 1973 - 1984 yılları arasında yapılan kazılar sonucu ortaya çıkartılan Hitit çivi yazısı ile yazılmış tabletler Tokat tarihini aydınlatan en önemli kaynaklardan biri olmuştur.Bu tabletlerin bir bölümü halen Tokat müzesinde sergilenmektedir. Maşat Höyükte M.,Ö. 3000 yıllarında Eski Tunç Çağı, M.Ö. 2000 yıllarında Hitit çağı, M.Ö. 1000 yıllarında Firig Çağının yaşandığı üç dönem tespit edilmiştir.Ayrıca Höyükte Boğaz Köy Hattuşaş Hitit İmparatorluğuna bağlı bir uç beyinin sarayı da bulunmuştur.Kazılarla ortaya çıkartılan Hitit sarayının kerpiç ve taş duvarlardan oluşan mimari kalıntıları hava koşulları nedeni ile günden güne eriyerek kaybolmaktadır.
Sebastapolis
Sulusaray ilçe merkezinde yer alan antik kentin tarihi ilk Tunç çağına kadar uzanmaktadır. Sebastapolis Latince bir kelime olup "Sebasto büyük, ulu, azametli; Polis şehir" Büyük Şehir anlamına gelmektedir. Tokat Müze Müdürlüğünce yapılan kurtarma ve sondaj çalışmaları sonucunda kentin Helenistik Roma ve Bizans Dönemlerinde de önemli bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmıştır.Kentin ana merkezinin sur ile çevrili olduğu görülmüş, sur içerisinde yapılan kazı sonucu bir hamam ve bir kilise ortaya çıkmıştır. İlçenin çeşitli yerlerinde yapılan kazılar sonucu pek çok yapı taşı bulunmuştur.Bazı taşların üzerine insan ve hayvan figürü işlenmiştir.Yine bazı taşların üzerinde de hac işareti bulunmaktadır. Kilisenin tabanı küçük mozaikler kullanılarak süslemeli bir şekilde yapılmıştır. İlçede Helenistik Roma ve Bizans dönemine ait yapı taşlarından oluşturulan açık hava müzesi ve mozaikten insan yüzü figürü bulunan mozaik müzesi ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Horoztepe
Erbaa ilçe sınırları içerisinde yer alan Horoztepe de M.Ö. 3000 yılına ait bir mezar ortaya çıkartılmıştır. Bu mezarlıkta madeni ve altın süs eşyaları bulunmuştur. Bu eşyalar arasında en önemli olanı altın ve bronzdan yapılmış çocuğunu emziren kadın heykelciğidir. Bu paha biçilmez eser halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde teşhir edilmektedir. Daha sonraki yıllarda Horoztepe de yapılan kazılar sonucunda M.Ö. 4000 yıllarına ait bulgular ele geçirilmiştir. Bu bölgede yapılan kaçak kazılar sonucu çıkartılan eserler halen dünyanın değişik müzelerinde sergilenmektedir.
Bolus ( Aktepe Höyüğü )
Tokat merkez Çamlıbel kasabası yakınındadır. Bugünkü Köy eski Tunç, Hitit ve Frig Dönemlerini ihtiva eden büyük ölçekli bir höyük üzerindedir.
Maşattepe
Almus Baraj Gölünün sular altında bıraktığı geniş düzlüğe hakim tepedir. Yapılan kazılar sonucu ortaya çıkartılan seramikler buranın antik döneme ait bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir.
Tokat Kalesi
Şehrin ortasına yakın bir yerde dik ve sarp kayalar üzerine kurulmuştur. Savunma amaçlı kurulan kale tarihi boyunca önemli kişilerin muhafazası ve hapsi amaçlı kullanılmıştır. Önce Selçuklular daha sonra da Osmanlılar tarafından restorasyonu yapılmıştır. Üzerinde mescid ve levazım depolarıyla kale komutanının evi bulunmaktadır. Kalenin içinden şehre kadar inen Ceylan yolu ismiyle bilinen 362 basamaklı bir merdiven olduğu bilinmektedir. M.S. 5. veya 6. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır.
Taşhan
1631 yılında yaptırılan Taşhan büyük bir Osmanlı eseridir. Kuzey Güney konumunda kesme taş ve tuğladan dikdörtgen şeklinde ve iki kat olarak inşa edilen hanın ortasında büyük bir avlu yer almaktadır. 112 odası ve bir mescidi bulunan hanın, her iki katında avluya bakan revaklar bulunmaktadır. Taşhan bulunduğu bölgeye farklı bir güzellik katmaktadır. Tarihi Taşhan'ın yapı özelliği bozulmadan nostalji Kervansaray otele dönüştürme projesi sürdürülmektedir.
Deveci Hanı
Takyeciler Camiinin güneyindedir. Kendi haline terk edilmiş han harap durumdadır. İki katlı ve revaklı bir avlusu olan han kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmıştır.
Bedesten ve Arasta
Takyeciler camiinin doğusundadır. Evliya çelebinin "Sultan çarşısı kadar güzel bir çarşıdır. Halep ve Bursa çarşıları gibi gayet tertipli kurulmuştur." Dediği Bedestenler, İstanbul kapalı çarşısın Bedesten bölümüne çok benzerliği vardır. Tokat valiliğince restore edilerek yazma, bakır ve el sanatları satış yerleri olarak hizmete geçirilmesi projelendirilmiştir.
Ali Paşa Camii
Şehir merkezindedir. 11. Selim zamanında 1572 yılında yaptırılmıştır.Cami, hamam ve türbeden oluşan külliyedir. Ali Paşanın eşi ve oğlu Mustafa Bey'in türbeleri de camii avlusundadır. 16. Yüzyıl Osmanlı Camii mimarisinin özelliklerini taşıyan ve Mimar Sinan ekolünde yapılan caminin kare olan ana mekanı üzerinde tek kubbesi ve tek minaresi vardır.