HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

GÜNAHLAR VE KÖTÜ SONUÇLARI FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

GÜNAHLAR VE KÖTÜ SONUÇLARI FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


      GÜNAHLAR VE KÖTÜ SONUÇLARI

      Herkonu Forum Sitesi
      Herkonu Forum Sitesi
      Admin
      Admin


      Kayıt tarihi : 26/01/08
      Kadın
      Mesaj Sayısı : 1543
      Burç Sembolü : Burcunuzun Sembolü Lütfen
      Medeni Durumu : Evli
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler : Söylemediğin sözün hakimi,
      söylediğin sözün mahkumusun.
      ________________________

      Alim konuşuyorsa ; Bilirim susmasını ,
      Zalim konuşuyorsa ; Bilirim susmamasını !
      Cahil konuşuyorsa ; Bilirim susturmasını ,
      Bilmediğim konuda ; Bilirim konuşmamasını..
      _______________________

      Körden DeğiL!! Nankörden,
      YüzSüzden DeğiL!! 2 YüzLüden,
      Tipi Bozuk OLandan DeğiL!! Sütü Bozuk OLandan Kork...
      _______________________

      Ne kimseyi bir Hırs UğRuna Satarım..
      Ne de Kimseye yaLakaLık Yaparım..
      Ben Sadece,
      Bendeki doğruLarı Yaşarım..!.
      Site Puanı Site Puanı : 1337
      Rep Puanı Rep Puanı : 32

      GÜNAHLAR VE KÖTÜ SONUÇLARI Empty GÜNAHLAR VE KÖTÜ SONUÇLARI

      Mesaj tarafından Herkonu Forum Sitesi C.tesi 02 Şub. 2008, 9:04 pm

      GÜNAHLAR VE KÖTÜ SONUÇLARI

      Günah ve tövbe, birbirini direkt olarak etkileyen unsurlardır. Zira gerçekten tövbe eden insan günahı tekrarlamaz, günah işleyen ise tövbe edene kadar günahlarının karanlığında yaşamaya devam eder.

      Günah, hem dinî hem de şer’î bir kavram olmakla birlikte, aynı zamanda aklî ve ahlâkî bir kavram olarak da değerlendirilmelidir. Allah’ın emir ve yasaklarına ters düşen davranışlar, günah olarak ifade edilir.

      Hz. Muhammed bir hadis-i şerifte günahın tarifini kısaca yapmıştır: “Nevvâs bin Sem’an el-Ansâri (r.a)’ den rivayetle: “Resûlullah (sav)a iyilik ve günah hakkında sordum. Bana şu cevabı verdi: “İyilik, güzel ahlâktır. Günah ise içini rahatsız eden ve başkasının muttali olmasından korktuğun şeydir buyurdu.” (Müslim)

      Günahlar, nefse kölelik yapmaktır. İnsanı günah işlemeye yönlendiren, teşvik eden nefistir. Kuran-ı Kerim’de buna istinaden “Nefsimi temize de çıkarmıyorum, çünkü nefis kötülüğü emreder; meğer Rabbim rahmetiyle bağışlaya, çünkü Rabbim çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Yusuf Suresi, 53) ayetini örnek gösterebiliriz.

      İnsan, günah işlemek için nefsinin baskısı altındadır. Nefsinin esaretinde olan insan, günah işlemek için nefsinin emirlerine uyar. Kuran-ı Kerim’de insanın günaha istekli ve meyilli olması “Fakat insan önünde (ileride) günah işlemek ister” (Kıyamet; 5) ayetiyle anlatılmıştır.

      İmam Gazali insanın günah işlemesi hakkında şöyle demiştir: “Nasıl bir ateşli hasta zararlı olduğunu bildiği ve tıp ilmini inkâr etmediği halde, sabredemeyip soğuk suyu içerse, bir kısım insanlar da inançlı olmalarına ve istememelerine karşın sonucu düşünse de günaha yenik düşer. Bu yenilgiden kurtulan insan günahtan da uzaklaşır.

      Allah (cc) insanı Kuran-ı Kerim’de açıkça uyarır: “Günahın açığını da gizlisini de bırakın, çünkü günah kazananlar, yarın kazandıkları günahın cezasını kesinlikle çekeceklerdir.” (En’am Suresi, 120)

      Günah sadece düşüncede kalıyor ve eyleme geçirilmiyorsa, bu günah olarak sayılmadığı için cezası da yoktur. Çünkü günah, eylem sonucu ortaya çıkan işlerdir. Bir hadis-i şerifte; “Allah ümmetimden nefislerinde yapmayı düşündükleri şeyleri yapmadıkları ve konuşmadıkları sürece affetti.” (Buhari) buyrulmuştur. Burada, günahın ancak uygulama sonucu ortaya çıktığı açıktır. Şu da unutulmamalıdır ki, düşünceler, er ya da geç davranışları da etkileyecektir. Zira davranışları düşünceler yönetir.

      BÜYÜK VE KÜÇÜK GÜNAHLAR

      Kuran-ı Kerim’de günahlar arasında ayrım yapılmıştır. Nisa Suresinde “Eğer siz, yasaklandığınız günahların büyüklerinden kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi güzel bir yere koyarız.” (Nisa Suresi, 31) buyrularak, günahlardan uzak durulduğu takdirde insanın mükâfatlandırılacağı ifade edilmiştir. İslam’da günahlar büyük ve küçük günahlar olarak ikiye ayrılmıştır. Ayrıca günah, organlara göre de sınıflandırılmıştır.

      Büyük günahlar: Allah’ı tanımaya engel olan ve yapılması halinde şer’i ceza gerektiren ya da Allah’ın cehennem azabıyla uyardığı günahlar, büyük günahlardandır. Allah’ın yasakladığı her şeyin büyük günah olduğunu belirten görüşler de vardır.

      Yapılan şey İlahi emir ve yasaklara karşı çıkıyorsa, bu büyük günahlar sınıfında değerlendirilir. Çünkü insan, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmiş ve yaratıcısını hiçe saymıştır. Bunun ileri aşaması, isyan ve itaatsizliğin artmasıdır ki bu artış günahın büyüklüğünü de artırır.

      Abdurrahman b. Ebû Bekr, babasından, şöyle dediğini rivayet ediyor: Rasûlullah (sav)ın yanındaydık. Üç kere şöyle buyurdu: "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah'a Şirk koşmak, anaya babaya itaatsizlik etmek ve yalancı şahitlik yapmak... " (Buharî, Edeb 6; İman, 16)

      Başka bir hadis-i şerifte büyük günahları, "el-Mubîkât: helâk edici" kelimesiyle ifade ederek şöyle açıklamıştır: “Yedi helâk edici Şeyden kaçının.” “Bunlar nedir ya Rasûlallah?” diye sorulunca: “Allah'a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah'ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere öldürmek; yetim malı yemek; faiz yemek; düşmana hücum anında harpten kaçmak: namuslu, kendi halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır” buyurdular.

      Başka bir hadis-i şerifte ise: “Büyük günahlar dokuzdur: Allah'a şirk koşmak; haksız yere adam öldürmek; temiz bir kadına kötülük isnat etmek; zina yapmak; düşmana hücum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; Müslüman ana babaya asi olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak suretiyle aileye karşı doğruluğu terk etmektir.” (Buhârî, Vasâya 23; Müslim, İman 141–146; Ebû Davûd, Vasâya 10)

      Büyük günahlarla ilgili olarak, Abdullah b. Abbas (ra) şu açıklamayı yapmıştır: “Allah bir günahı söyledikten sonra, cezasını ateş ve gazap ya da lanet olduğunu buyurmuşsa bu büyük günahtır. Fakat tövbe edilince günahlar affolur, devam edilirse küçük günahlar büyük günah halini alır.”

      Dahhak’a göre ise büyük günahlar: “Günah, günah işleyene Allah’ın dünyada ölçüsü din kurallarıyla belirlenen ceza, ahirette ise azap görüleceğini belirttiği suçlardır.”

      Süfyan-ı Servi (r.aleyh) ise şu açıklamayı yapmıştır: “Büyük günah, seninle diğer kullar arasındaki haksızlıktır. Küçük günah ise insanın Allah’a karşı işlemiş olduğu suçlardır. Allah cömerttir, affedicidir. Bu tip günahlar tövbe ile kaybolur, silinir. İnsanların birbirlerine karşı yaptıkları ise ancak hakların hak sahiplerine verilmesiyle affolur.”





      Ebû Amr İbn Salâh'a (r.aleyh) göre: “Büyük ismi verilecek şekilde büyük olan ve mutlak surette büyüklükle vasıflanan her günah büyüktür.”

      İslam âlimleri büyük günahları açıklarken kesin bir sayı vermemekle birlikte Hafız Muhammed ez- Zekebî büyük günahları elli dört maddede toplamıştır:

      1- Şirk (Allah’a eş-ortak koşmak): Bu, günahların en büyüğü ve affedilmez olanıdır. Kuran-ı Kerim’de insan, şirk konusunda açıkça uyarılmıştır. “Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.” (Nisa Suresi, 146)

      Bir hadis-i şerif şöyle anlatılır: Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: “Rasûlullah'a "Allah indinde en büyük günah nedir?" dedim. "Seni yaratan Allah'a Şirk koşmandır." buyurdu.”

      2- Adam öldürmek.

      3- Sihir ve büyü ile uğraşmak.

      4- Namazı tamamıyla terk etmek.

      5- Gücü yetmesine rağmen zekât vermemek.

      6- Bir özrü yokken ramazan orucunu tutmamak veya bozmak.

      7- İmkânı olduğu halde hacca gitmemek.

      8- Anne-babaya itaatsizlik ve kötü davranmak.

      9- Akraba ziyaretini kesmek.

      10- Zina Etmek.

      11- Livata (cinsî sapıklık).

      12- Faiz yemek.

      13- Yetim malı yemek ve ona haksızlık etmek.

      14- Allah ve Resulü adına yalan konuşmak.

      15- Savaştan kaçmak.

      16- Hükümdarın halkını aldatması ve onlara zulmetmesi.

      17- Kibirlenmek.

      18- Yalancı şahitlik yapmak.

      19- İçki içmek.

      20- Kumar oynamak.

      21- Suçsuz, namuslu ve iffetli bir kadına (zina vs.) iftirada bulunmak.

      22- Hırsızlık yapmak.

      23- Yol kesmek, gasp etmek.

      24- Yalan yere yemin etmek.

      25- İnsanlara zulmetmek.

      26- Haraç toplamak.

      27- Haram yemek.

      28- İntihar etmek.

      29- Yalan konuşmak.

      30- Hâkimin haksız hükümde bulunması.

      31- Rüşvet almak ve vermek.

      32- Kadının erkeğe, erkeğin de kadına benzemesi.

      33- Deyyusluk (eşinin namussuzluğuna ve iffetsizliğe göz yummak) ve kavvadlık yapmak ve yaptırmak.

      35- Kendi üzerine idrar sıçratmaktan kasten sakınmamak.

      36- Amelini riya/gösteriş ile yapmak.

      37- İlmi, dünyevî menfaatler için öğrenmek ve ilmini saklamak.

      38- Müslümanlara ihanet etmek.

      39- Verdiğini (sadaka veya yardımı) başa kakmak.

      40- Aldatmak, verdiği sözde durmamak.

      41- Kadının kocasına itaat etmemesi.

      42- Başa gelen bir musibetin ardından saç baş yolmak, ağıtlar yakmak, lanetler etmek.

      43- Müslümanlara eziyet etmek ve onlara sövmek.

      44- Erkeklerin altın takması ve ipek giyinmesi.

      45- Allah’tan başkasının adıyla kurban kesmek.

      46- Komşuya eziyet etmek.

      47- Bilindiği halde babasını kabullenmemek.

      48- Eksik ölçüp tartmak.

      49- Kendisi hakkında Allah’ın azabından ve gazabından çok emin olmak.

      50- Cemaatle namazı terk etmek.

      51- Özürsüz yere cuma namazı kılmayı terk etmek.

      52- Vasiyette haksızlık etmek.

      53- Müslümanların aleyhinde casusluk yapmak.

      54- Resûlullah’ın ashabından birine dil uzatmak.

      Ebû Talip el Mekki ise, büyük günahları sınıflandırmıştır:

      Bunların dördü kalptedir;

      1- Allah’a şirk koşmak

      2- İsyana devam etmeye niyetli olmak

      3- Allah’ın rahmetinden tamamiyle ümidi kesmek

      4- Allah’ın azabından ve gazabından çok emin olmak.

      Dördü de dildedir;


      1- İftira etmek,

      2- Yalancı şahitlikte bulunmak

      3- Sihir ile meşgul olmak

      4- Yalan yere (Allah ve Resulü adına) yemin etmek

      Üçü de mide iledir;

      1- Haramı ve yetim malını yemek

      2- Faiz yemek

      3- Sarhoşluk veren şeyleri yemek, içmek.

      Küçük günahlar:

      Küçük günahlar, dünya ve ahirette cezayı gerektirmeyen suçlardır. Tövbe ile affolurlar. Küçük günahların önemsenmemesi ve işlenmeye devam edilmesi, bu günahları büyük günah haline getirir. Küçük günahlar, büyük günahların yolunu açar.

      Küçük günahları büyük günahlar haline getiren unsurlar:

      •Küçük günahları işlemekten sakınmamak ve işlemekte ısrar etmek,

      •İşlenen günahı önemsememek,

      •Günahın affedileceği kanaatini taşımak,

      •Günahı açıklamak, bununla övünmek ve açıkça işlemek,

      •Başka insanların işlediği günahlara imrenmek, onu hoş görmek,

      •Günahtan keyif almak,

      •Başkasını kendi işlediği günahlara teşvik etmek,

      Günahların Vücut Azalarına Göre Sınıflandırılması

      •Gözle işlenen günahlar: Haram olana bakmak, bundan keyif almak, günahını umursamamak,

      •Kulakla işlenen günahlar: Gıybet ve dedikoduları dinlemek, bundan keyif almak,

      •Dille işlenen günahlar: Gıybet etmek ve dedikodu yapmak,

      •Mide ile işlenen günahlar: Helal olmayan şeyler yemek, yiyeceğinde ve içeceğinde haram helal hassasiyeti göstermemek.

      •Elle işlenen günahlar: Hırsızlık, adam dövme ve öldürme.

      Kaynağına Göre Günahların Sınıflandırılması

      Mutasavvıflar da günahları kaynaklarına göre sınıflara ayırmışlardır:,

      İnsanın kendi özelliklerini ve acziyetini görmeyip, Allah’ın sıfatlarını sahiplenmesinden doğan günahlar: Kibir, kendini büyük ve üstün görme, övünme.

      İnsanın şeytani sıfatları sahiplenmesinden doğan günahlar: Kendini beğenme, haset, iki yüzlülük, fitne çıkarma, yalancılık.

      •İnsanın hayvani sıfatları sahiplenmesinden doğan günahlar: Hırs, öfke, aşırı yemek, aç gözlülük, cinsel isteklerin gayri meşru yoldan giderilmesi.

      •Yırtıcı ve vahşi hayvanların sıfatlarını sahiplenmeden doğan günahlar: Dövme, vurma, hışım, saldırganlık, öldürme.

      Mutasavvıflar bu dört unsuru, günahın kaynağı olduğunu ifade etmişlerdir.

      Günahların Etkileri ve Sonuçları

      •İlimden yoksun kalmak: Günahkâr insan, bu günahları nedeniyle ilmini kaybeder. Çünkü günahlar onu ilminden uzaklaştırır. Bir Hadis-i Şerifte; “İlmi arttıkça günahı artan kimse, şüphesiz ki helak içindedir” buyrulmuştur.

      •Rızkın kaybedilmesi ve kesilmesi: Günahla gelen kazancın bereketi de olmaz. Kazanç haramlar için harcanır, bu da günahı artırır.

      •Kalp ve ruhun bozulması: İşlenen günahlarla kalp ve ruh yozlaşır, kararır, hissizleşir, vicdan kaybolur, isyan ve kibir artar, tövbeden uzaklaşılır.

      •İnsanlardan uzaklaşılır: Günah işlemek, insanı günah işleyen insanların yanına çeker. İnsan en yakınlarından dahi uzaklaşır.

      •Her günah insanda iz bırakır: Günah, vücudun organlarını ve aklı hasta eder.

      •Günah isyanı doğurur, isyan da günahı: İnsan, musibetlerden ve belalardan başını kaldıramaz. Bu duruma isyan eder, isyan onu günaha sürükler.

      •İman zayıflar: Günah işlendikçe maneviyattan uzaklaşılır.


      Kim Deli?

      Büyük velilerden Bayezid-i Bestamî hazretleri, bir gün tımarhanenin önünden geçerken tımarhane hizmetçisinin tokmakla bir şeyler dövdüğünü görür ve sorar:

      — Ne yapıyorsun? Hizmetçi:

      — Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum. Bayezid-i Bestamî hazretleri:

      — Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? Hizmetçi:

      — Hastalığını söyle. Bayezid-i Bestamî hazretleri:

      — Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum. Hizmetçi:

      — Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum.

      Parmaklığın arasından konuşulanları duyan bir deli (!) Bayezid-i Bestamî hazretlerine:
      — Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim, diye seslendi. Bayezid-i Bestamî hazretleri, delinin yanına yaklaşarak:

      — Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? Deli (!) şu ilâcı tavsiye etti:

      — Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır. Kalp havanında tevhîd tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, gözyaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir. Akşam-sabah bol miktarda ye. O zaman göreceksin, senin hastalığından eser kalmaz, dedi.

      Bu güzel ilâcı öğrenen Bestamî hazretleri:
      — Hey gidi dünya hey! Demek seni deli diye buraya getirmişler! Deyip oradan ayrıldı.



      NİYAZİ F. ERES

        Similar topics

        -

        Forum Saati Ptsi 06 Mayıs 2024, 9:04 pm