HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Anne sütünün yapısı FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Anne sütünün yapısı FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


    Anne sütünün yapısı

    Herkonu Forum Sitesi
    Herkonu Forum Sitesi
    Admin
    Admin


    Kayıt tarihi : 26/01/08
    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1543
    Burç Sembolü : Burcunuzun Sembolü Lütfen
    Medeni Durumu : Evli
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler : Söylemediğin sözün hakimi,
    söylediğin sözün mahkumusun.
    ________________________

    Alim konuşuyorsa ; Bilirim susmasını ,
    Zalim konuşuyorsa ; Bilirim susmamasını !
    Cahil konuşuyorsa ; Bilirim susturmasını ,
    Bilmediğim konuda ; Bilirim konuşmamasını..
    _______________________

    Körden DeğiL!! Nankörden,
    YüzSüzden DeğiL!! 2 YüzLüden,
    Tipi Bozuk OLandan DeğiL!! Sütü Bozuk OLandan Kork...
    _______________________

    Ne kimseyi bir Hırs UğRuna Satarım..
    Ne de Kimseye yaLakaLık Yaparım..
    Ben Sadece,
    Bendeki doğruLarı Yaşarım..!.
    Site Puanı Site Puanı : 1337
    Rep Puanı Rep Puanı : 32

    Anne sütünün yapısı Empty Anne sütünün yapısı

    Mesaj tarafından Herkonu Forum Sitesi Paz 03 Şub. 2008, 12:17 pm

    Siz olsaydınız yeni doğan bir bebek için nasıl bir besin hazırlardınız!

    Hangi besin çeşitlerini koyardınız ve miktarlarını nasıl ayarlardınız !

    Hazırladığınız bu besin maddesinden , bebeğe ne kadar verirdiniz!

    Hazırladığınız besin maddesinin bebeğin barsaklarına, böbreklerine uygun olması için ne gibi önlemler alırdınız!

    Bu sorular daha da artırılabilir. Ancak biz besin maddelerinin temel özelliklerinden başlayalım ve bir canlı için mutlak gerekli olan besin öğelerini maddeler halinde sıralayalım;

    1. Su

    2. Proteinler ve amino asitler

    3. Karbonhidratlar

    4. Yağlar ve yağ asitleri

    5. Minareller

        a) Ana yapı elementleri: Karbon, azot, oksijen, hidrojen
        b) Makromineraller: Kalsiyum, magnezyum, sodyum, klor, potasyum, kükürt
        c) Mikroelementler(eser elementler): Demir, iyot,çinko, bakır, krom, manganez, selenyum, molibden, kobalt,flor, nikel, vanadyum, silikon

    6. Vitaminler: A, B (8 tane alt grubu vardır), C, D, E ve K vitaminleri



    şimdi bu besin maddelerini sırayla inceleyelim.


    Su

    İnsan vücudunun iç ortamı büyük oranda sıvı bir ortamdır. İnsan vücudunda cereyan eden olağanüstü girift canlılık olaylarının devam edebilmesi için vücut sıvılarının miktar,dağılım ve içerik olarak çok dar sınırlar içinde sabit tutulması gerekir.

    Vücuttaki toplam sıvı gebeliğin 10. haftasında vücut ağırlığının %94’ünü oluştururken yeni doğmuş bir bebekte vücut ağırlığının %79’u kadardır. Bebek 3 aylık olunca vücut toplam sıvısı %70’e, 1 yaşına gelince de %60’a iner. Erişkinlerin vücut sıvısının toplam vücut ağırlığına oranı %55 civarındadır.

    Erişkinlerde vücuda günlük giren ve çıkan su miktarı toplam vücut ağırlığının %6’sı kadar iken, süt çocuklarında bu miktar bunun 4 katıdır(%25). Sonuç olarak , bebekler çok çabuk su eksikliğine (dehidratasyon) girebilirler.

    Öyleyse bebeğe verilecek besinin su miktarı çok yüksek olmalıdır. Bu nedenle, anne sütünün %90’ı su’dur.


    Proteinler ve amino asitler

    Protein büyüme,ve organ tamiri için gerekli temel besindir. Hayvan sütleri insan sütünden daha fazla protein içerir. Daha fazla proteinin daha iyi olduğunu düşünebilirsiniz, ancak hayvanlar insanlardan hızlı büyürler ve daha fazla proteine ihtiyaçları vardır. Bebeklerin böbrekleri tam olgunlaşmamıştır ve proteinin fazlasını atamazlar.

    Anne sütündeki proteinler; katı(kazein) ve çözünebilir (whey) protein şeklindedir.

    Anne sütündeki kazein inek sütündeki kazeine göre daha yumuşak pıhtılar oluşturur, ve sindirilmesi daha kolaydır.

    Anne sütündeki whey proteinlerinin çoğu anti infektif proteinlerdir. Bu proteinler bebeği enfeksiyonlardan korur. Hayvan sütlerinde anti infektif protein türleri yoktur.

    Bebek anne karnında iken tamamen mikropsuz bir ortamdadır. Doğar doğmaz milyarlarca mikropla karşılaşır. Ve henüz bebeğin bağışıklık sistemi yeterince gelişmemiştir. Onun için bu koruyucu maddelerin anne sütüne konması bebek için hayati değerdedir. Diğer bir deyişle hayatın ilk günlerinde ve ilk yıllarında bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiştir. Ve çocuk infeksiyonlarla erişkinler gibi savaşamaz. Bu nedenle bebeğin annesi tarafından korunması gerekmektedir. Anne bu koruma görevini çocuğuna sütünü emzirmekle sağlar. Siz hazırlasaydınız, bebeğin besinine hangi koruyucu maddeleri koyardınız!

    Vurgulamak gerekir ki, anne sütü bebekler için sadece bir besin değildir. Aynı zamanda bebeği infeksiyonlara karşı koruyan canlı bir sıvıdır. Makrofajlar ve lenfositler canlıdır. Bu yönüyle de hiçbir besin anne sütünün yerine geçemez. (Dünya sağlık örgütü-1993, UNICEF,1993-beslenme bölümü- H-10F)


    İşte anne sütündeki anti infektif (mikrop öldürücü) maddeler;

    Salgısal İg A
    Sütte, kandan 50-100 kat daha fazla bulunur. Bebeğin solunum yolu mukozasını mikroplara karşı korur.
    İg G ve İg M
    Bebeği, annenin geçirmiş olduğu hastalıklara karşı korur.
    Bifidus faktörü
    Barsakta uygun mikropların yerleşmesini sağlar
    Lizozim
    Bakterileri öldüren enzimdir.
    Laktoferrin
    Demir bağlayıcı protein, barsakta yabancı mikropları öldürür.
    Proteaz koruyucuları
    İmmunglobulinlerin mide ve barsakta parçalanmalarını önler.
    Kompleman
    Bakterilerin öldürülmelerine yardımcı olur.
    B12 vitamini ve folat
    Bağırsakta, protein bağlayıcı mikropların üremesini engeller.
    İnterferon
    Virüsleri öldürür.
    Lenfositler
    Mikropları öldürmekle görevlidir.
    Makrofajlar
    Mikropları öldürür.

    Ayrıca emziren annenin endişelerden ve korkulardan uzak olması gerekir. Stresli bir ortam annenin sütünün azalmasına ve giderek kesilmesine sebep olur.( Sütün iyi gelmesini sağlamak için annenin kendini iyi hissetmesini ve kendine güvenmesini sağlamaya çalışmak önemlidir. Dünya sağlık örgütü-1993, UNICEF,1993-beslenme bölümü- H-10F)

    Ayrıca emziren annede yüksek düzeyde prolaktin hormonu salgılanır. Prolaktin hormonunun süt yapılmasını sağlamasının yanısıra, anneyi gevşetme fonksiyonu da bulunmaktadır.


    Karbonhidratlar (şekerler)

    Erişkin beslenmesinde en önemli karbonhidrat nişastadır. Ve insan diyetinin temel maddelerinden biridir.ve birçok tamamlayıcı yiyecekte de bulunur. Ancak yenidoğan bebek nişastayı sindiremez. Anne sütüne bebeğin barsağına uygun olan laktoz şekeri konulmuştur. Anne sütündeki laktoz diğer hayvan sütlerinden daha fazladır. Laktoz meme hücrelerinde glukoz ve galaktoz moleküllerinden sentezlenir. Yavaş ve kolay sindirildiğinden kan şekerini, çocuğun ihtiyacına uygun oranlarda tutar. Anne sütündeki laktoz miktarı anne diyetinden etkilenmez. Laktoz sütteki kalsiyum emilimini artırır. Laktozu meydana getiren moleküllerden biri olan galaktoz molekülü bazı yağ molekülleri ile birleşerek bebeğin beyin gelişimi için çok önemli olan bileşikler meydana getirir.

    Laktoz bebeğin barsaklarında laktobasillus bifidus denilen mikropların çoğalmasını sağlar. Böylece bebeğin barsak florası zararlı olmayan bu bakterilerden teşekkül etmiş olur. Ve bebeğin ishallerden korunması sağlanmış olur.

    Anne sütünde karbonhidratlar olarak ayrıca küçük oligosakkarit denilen küçük şekerler vardır. Oligosakkaritlerin 100’den fazla çeşidi bulunmaktadır. Oligosakkaritler barsaklarda zararlı mikroplara yapışarak onların barsaklara tutunmalarını önlerler.Ve bebeği bu zararlı mikroplardan korurlar.

    Anne sütünün uygun karbonhidrat içeriği nedeniyle bebekler daha yumuşak dışkılarlar ve daha az kabız olurlar. Ayrıca barsak hareketleri daha hızlı çalıştığı için barsakta biriken biluribini (bebek sarılığını yapan madde) daha çabuk atarlar.


    Yağlar

    Bebekler kendileri için gerekli olan enerjinin büyük kısmını anne sütündeki yağlardan karşılarlar. Anne sütündeki yağlar küçük çaplı yağlardır. Bebeğin barsaklarından emilimi kolaydır. Her emzirmede, emzirmenin sonuna doğru sütteki yağ oranı yükselir. Son sütteki yüksek yağ oranı bebeğin kendisini tok hissetmesini sağlar, bebek emmeyi bırakır ve aşırı beslenmekten kurtulur. Böylece, anne sütü ileriki yaşlarda ortaya çıkacak şişmanlıktan ve onun meydana getireceği zararlardan bebeği korur. Bu zararlar şöyle özetlenebilir; Kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, erişkin tipi şeker hastalığı, karaciğer yağlanması.

    İnsan sütünde ayrıca yağ sindirimine yardımcı olan lipaz enzimi bulunur. Bu enzim hayvan sütlerinde ve mamalarda bulunmaz.

    Anne sütü doymamış yağ asidleri ve esansiyal yağlardan zengindir.Esansiyal yağ asidleri hayvan sütlerinde ve mamalarda bulunmaz. Bunlar bebeğin beyin gelişimini, gözlerin gelişimini ve vücuttaki tüm hücrelerin artmasını sağlarlar.

    Yeni doğanın deri altında çok az yağ deposu bulunmaktadır. Gerekli olan yağları dışardan almak zorundadır. Anne sütü, bebeğin yağ ve yağ asitleri ihtiyacını karşılayacak en mükemmel bileşimde yaratılmıştır. İşte buna bir örnek. Yaşamın ilk dört ayında vücudda dokosa heksanoik(DHA) asid eksiktir ve mutlaka dışarıdan alınması gerekir.Anne sütünde yeterli DHA mevcuttur.

    Anne sütünde kolesterol düzeyi yüksektir. Bilindiği gibi erişkinlerde yüksek kolesterol zararlıdır. Halbuki bebekte yağları parçalayıcı enzimleri uyarma görevi yapar ve bu yönüyle de ileriki yaşlarda, yağ parçalayıcı enzimler iyi çalıştığı için; damar sertliğinden, yüksek tansiyondan korunmuş olur.


    Mineraller

    Anne sütünün mineral içeriği anne beslenmesiyle değişmez. Annenin mineral depoları kullanılarak bebeğin ihtiyaçları temin edilir.

    Anne sütünde tam bebeğin gereksinimi kadar mineral bulunur. Bu minerallerin hepsi vücut tarafından kullanıldığı için böbreklere fazla iş düşmez. Bu da ilk günlerde henüz yeterince olgunluğa ulaşmamış böbrekler için çok faydalı olur.


    Anne sütündeki minerallerden bazılar ve miktarları (her 100 ml süt için)

    Sodyum
    0.7 (meq)
    Potasyum
    1.3 (meq)
    Klorür
    28 (mg)
    Fosfor
    14 (mg)
    Magnezyum
    3.5 (mg)
    Demir
    0.1 (mg)
    Çinko
    0.1 (mg)
    Bakır
    0.02 (mg)
    İyot
    11 (mikrogr)
    Selenyum
    2 (mikrogr)
    Mangenez
    0.6 (mikrogr)
    Flor
    1.6 (mikrogr)
    Krom
    5 (mikrogr)

    Vitaminler

    Anne sütünde ilk aylar için yeterli vitamin bulunmaktadır.

    Anne sütündeki büyüme faktörleri;

    Anne sütünde başta barsak ve solunum sistemi olmak üzere çok sayıda organ ve sistemin büyüme ve gelişmesini düzenleyen büyüme faktörleri vardır. Bunlar düşük molekül ağırlıklı proteinlerdir.Büyüme faktörlerinin miktarı ağız sütünde(kolostrum) yüksektir. Daha sonraları süt miktarı arttığı için bebek emdiği sürece yeterli miktarda büyüme faktörlerini almaya devam eder.

    Büyüme faktörlerinden bazıları

    Epidermal büyüme faktörü

    Sinir büyüme faktörü, sinir sisteminin gelişmesinde görevlidir.

    İnsülin benzeri büyüme faktörü, büyüme hormonu gibi görev görür.

    Eritropoetin, kemik iliğini uyararak kan yapımını artırır. Diğer büyüme faktörlerini ayrıntılarda kaybolmamak için atlıyoruz.

    Normal bir protein ağızdan alındıktan sonra mide barsak sisteminde parçalanır. Çünkü buralar hem asidiktir(mide), hem de proteinleri parçalayıcı enzimlerle donatılmışlardır. Ancak büyüme faktörleri, protein olmalarına karşılık bebeğin barsaklarında parçalanmazlar. Eğer parçalansalardı görevlerini yerine getiremezlerdi. Allah bunları gastro-intestinal sistemde (mide-barsak sistemi) parçalanmayacak şekilde yaratmıştır.

    Ağız yoluyla alınan epidermal büyüme faktörü doğrudan mide ve barsakların büyümesine katkısı olduğu gibi, barsaklardan emilerek diğer dokular üzerinde de etkisini gösterir. Anne sütündeki bu büyüme faktörleri, anne sütünde bulunan ve hücrelerin yapıtaşı olmakla görevli diğer proteinlerin de, en ideal bir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır.

    Enzimler

    içinde en önemlisi lipazdır. Lipaz enzimi yağların sindirilmesi ile görevlidir. Ve lipaz enziminin aktif olabilmesi için safra tuzlarına ihtiyaç vardır. Halbuki bebeğin henüz olgunlaşmamış karaciğerinden ilk aylarda yeterince barsağa safra tuzu salgılanamamaktadır. Anne sütündeki lipaz enzimi düşük safra tuzu konsantrasyonlarında bile aktif görev görmektedir. Bu lipaz sayesinde anne sütü alan bebeklerin yağ sindirimleri çok kolay olmaktadır. Birçok enzimin ne işe yaradığını anlayabilmek içim yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Kısacası anne sütü bizim kavrayamayacağımız kadar mükemmellikte yaratılmıştır.

    Hormonlar;

    Anne sütündeki 10 çeşit hormonun rolleri bugün itibariyle yeterince anlaşılamamıştır.

    Burada Kuran-ı Kerim’in şu ayetini hatırlayalım. “Size kudret ve hikmetine dair deliller gösteren, gökten size rızık indiren O’dur. Fakat ancak gönülden yönelen kimse düşünüp ibret alır.” (Mü’min-13)

    Bize rızık olarak gönderilen anne sütüne baktığımızda, bu günkü tıbbi bilgilerimizle, Allah’ımıza daha fazla teşekkür etmemiz gerektiği görülmektedir.


    Anne sütü değişkendir.

    Kolostrum; Doğumdan sonra ilk 7 gün üretilen süt kolostrum (ağız sütü) olarak adlandırılır. Sarımsı renkte olan bu süt özellikle protein,mineral ve vitaminlerden zengindir. Kolostrumda,olgun sütten daha fazla protein bulunur. Çünkü kolostrumda olgun sütten daha fazla antikor ve anti infektif protein vardır.bu anti infektif proteinler bebeğin doğumdan sonra karşılaşacağı hastalıklara karşı ilk bağışıklığı sağlar. Hayatın ilk günlerinde ve ilk yıllarında bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiştir. Ve çocuk infeksiyonlarla erişkinler gibi savaşamaz. Bu nedenle bebeğin annesi tarafından korunması gerekmektedir. Anne bu koruma görevini çocuğuna sütünü emzirmekle sağlar. Kolostrum ,bebeği mikroplardan korumak için yüksek miktarda anti infektif maddelerle donatılmıştır. Bebek doğduğunda kolostrum memelerde hazırdır. Olgunlaşmış süt salgılana kadar kolostrum bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılar.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Paz 28 Nis. 2024, 6:12 am