Çocuğun Çalışma Temposu
Düzgün bir çalışma temposuna kendini alıştırmak, çocuğun okul hayatında olduğu kadar, ilerideki iş ve meslek hayatında da başarılı olması bakımından önemli bir rol oynar. Birçok çocukların okulda başarılı olamamaları veya sınavlarda düşük not almalarının nedeni yavaş hareket etmeleridir.
Her çocuğun, yaradılışına bağlı olarak kendine göre bir canlılık, hareketlilik derecesi vardır. Buna göre her çocuğun çalışma temposu da değişir. Bir çocuk herhangi bir matematik problemini beş dakikada çözdüğü halde, başka bir çocuk bunu ancak 15 dakikada başarabilir.
ÇALIŞMA TEMPOSUNU YÜKSELTMEK MÜMKÜNDÜR
Ancak her insanın çalışma temposunu yükseltebilmesi mümkündür. Ağırlık veya çabuklukta, aile içindeki günlük temponun önemli bir rolü bulunduğunu unutmamak gerekir.
Her şeyin sıkıntılar, isteksizlikler içinde ağır ağır yapıldığı bir evde, çocuğun kendini bu tempoya alıştırması çok normaldir. Bu bakımdan özellikle annelerin, çocukları yanında işlerini isteksiz, sallana sallana yapması ve işini yaparken ağır bir yük kaldırıyormuş gibi durmadan yakınması çok yanlış bir davranıştır.
Yaradılış ve tabiat bakımından durgun, ağır çocukları daha hareketli olmaya, daha hızlı çalışmaya yöneltmekte,onu gayrete getirici,düşünme gücünü geliştirici oyunların büyük faydası vardır. Yaşına uygun spor faaliyetlerinin de hareket gücünü geliştirici bir etkisi olduğu düşünülmelidir.Anne ve babanın,hele kendileri tez canlı iseler, çocuklarının yavaşlığına sinirlenip, onun hareket ve çalışma temposunu kısa zamanda artırmaya çalışması, bunun için çocuğu zorlaması, tehdit etmesi, cezalandırması çok yanlış bir tutumdur. Hele yavaş çalışan bir çocuğu daha çabuk iş yapmaya alıştırmak veya zorlamak için, onu çok hızlı çalışmaya alışmış bir çocukla beraber çalışma masasına oturtmak büsbütün yanlış olur.Bu çocukta bir aşağılık duygusu ve moral çöküntüsü yaratmaktan başka bir işe yaramaz.
Bir eğitici şöyle bir örnek veriyor:
Okuldaki not ortalaması 6,3 olan bir çocuk,annesi tarafından daha hızlı çalışmaya, daha kısa zamanda daha çok şey öğrenmeye zorlanır.Bu baskının sonucunda çocuğun not ortalaması altı ay içinde 4'e düşer.
Unutmayın, çocuğunuzdaki kusurları düzeltmek için baskı ve zorlama yoluna baş vurmak beklediğinizin çoğu zaman tam tersine sonuç verir.
ÖĞRENMEK İÇİN EN UYGUN SAATLER
Bazı saatler vardır ki,bu saatlerde çocuklar diğerlerine oranla daha rahat ve daha çok kendilerini vererek çalışırlar. Bir de çocukların ders çalışmaya başlamadan önce yapmamaları gereken bazı şeyler vardır.
Aslında çocukların fazla çalışmaları gerekli değildir. Bazı çocuklarda bunu icap ettiren şey onların çalışma şekillerinin yanlış olmasıdır. Ne yazık ki birçok çocuk yanlış zamanlarda ve yanlış şekillerde çalıştıklarından öğrenebilme yeteneklerinin enerjileri ve kendilerini verebilme kapasiteleri ile bir orantıda olmamasına sebebiyet verirler. Aslında bir günü meydana getiren 24 saatin bazıları öğrenmek için uygun olup, bazıları ise değildir. Çocuğunuzu fark edeceksiniz. Onun dikkatinin bazı saatlerde daha çok toplandığını,bazı saatlerde ise dağıldığını açık bir şekilde göreceksiniz. Bazı istisnalar hariç olmak üzere çocukların ise dağıldığını açık bir şekilde göreceksiniz. Bazı istisnalar hariç olmak üzere çocukların çizdiği bu çalışma eğrisi genellikle hepsinde aynıdır. Öğleden evvel 08.30-12.00 saatleri arası ve öğleden sonra 15.30-18.00 saatleri arası çocukların en rahat ve dikkatli çalışabildikleri saatlerdir, öğle zamanı saat 13.00-14.00 arası çocuğun öğrenebilme yeteneğinde bir azalma görülür. Saat 14.00 ise çocuğun en az randıman verebildiği zamandır.
Çocuk psikolojisi üzerine ihtisas yapmış bir profesör, 15 yıl süren inceleme ve testlerden sonra yukarda-ki grafiği meydana getirmiş ve çocukların en iyi öğrenebilecek zaman, aralıklarını tespit etmiştir, öğretmenlerin ve anne - babaların, çocukları bu saatlerde çalıştırmaları onlar için hem kolay hem de faydalı olacaktır. Bu saatlerde çocuk rahatlıkla ve zorlanmadan çalışabileceği için, ders çalışmak onun gözünü korkutacak bir hüviyete bürünmez ve çocuk derslerinden soğumaz.
Düzgün bir çalışma temposuna kendini alıştırmak, çocuğun okul hayatında olduğu kadar, ilerideki iş ve meslek hayatında da başarılı olması bakımından önemli bir rol oynar. Birçok çocukların okulda başarılı olamamaları veya sınavlarda düşük not almalarının nedeni yavaş hareket etmeleridir.
Her çocuğun, yaradılışına bağlı olarak kendine göre bir canlılık, hareketlilik derecesi vardır. Buna göre her çocuğun çalışma temposu da değişir. Bir çocuk herhangi bir matematik problemini beş dakikada çözdüğü halde, başka bir çocuk bunu ancak 15 dakikada başarabilir.
ÇALIŞMA TEMPOSUNU YÜKSELTMEK MÜMKÜNDÜR
Ancak her insanın çalışma temposunu yükseltebilmesi mümkündür. Ağırlık veya çabuklukta, aile içindeki günlük temponun önemli bir rolü bulunduğunu unutmamak gerekir.
Her şeyin sıkıntılar, isteksizlikler içinde ağır ağır yapıldığı bir evde, çocuğun kendini bu tempoya alıştırması çok normaldir. Bu bakımdan özellikle annelerin, çocukları yanında işlerini isteksiz, sallana sallana yapması ve işini yaparken ağır bir yük kaldırıyormuş gibi durmadan yakınması çok yanlış bir davranıştır.
Yaradılış ve tabiat bakımından durgun, ağır çocukları daha hareketli olmaya, daha hızlı çalışmaya yöneltmekte,onu gayrete getirici,düşünme gücünü geliştirici oyunların büyük faydası vardır. Yaşına uygun spor faaliyetlerinin de hareket gücünü geliştirici bir etkisi olduğu düşünülmelidir.Anne ve babanın,hele kendileri tez canlı iseler, çocuklarının yavaşlığına sinirlenip, onun hareket ve çalışma temposunu kısa zamanda artırmaya çalışması, bunun için çocuğu zorlaması, tehdit etmesi, cezalandırması çok yanlış bir tutumdur. Hele yavaş çalışan bir çocuğu daha çabuk iş yapmaya alıştırmak veya zorlamak için, onu çok hızlı çalışmaya alışmış bir çocukla beraber çalışma masasına oturtmak büsbütün yanlış olur.Bu çocukta bir aşağılık duygusu ve moral çöküntüsü yaratmaktan başka bir işe yaramaz.
Bir eğitici şöyle bir örnek veriyor:
Okuldaki not ortalaması 6,3 olan bir çocuk,annesi tarafından daha hızlı çalışmaya, daha kısa zamanda daha çok şey öğrenmeye zorlanır.Bu baskının sonucunda çocuğun not ortalaması altı ay içinde 4'e düşer.
Unutmayın, çocuğunuzdaki kusurları düzeltmek için baskı ve zorlama yoluna baş vurmak beklediğinizin çoğu zaman tam tersine sonuç verir.
ÖĞRENMEK İÇİN EN UYGUN SAATLER
Bazı saatler vardır ki,bu saatlerde çocuklar diğerlerine oranla daha rahat ve daha çok kendilerini vererek çalışırlar. Bir de çocukların ders çalışmaya başlamadan önce yapmamaları gereken bazı şeyler vardır.
Aslında çocukların fazla çalışmaları gerekli değildir. Bazı çocuklarda bunu icap ettiren şey onların çalışma şekillerinin yanlış olmasıdır. Ne yazık ki birçok çocuk yanlış zamanlarda ve yanlış şekillerde çalıştıklarından öğrenebilme yeteneklerinin enerjileri ve kendilerini verebilme kapasiteleri ile bir orantıda olmamasına sebebiyet verirler. Aslında bir günü meydana getiren 24 saatin bazıları öğrenmek için uygun olup, bazıları ise değildir. Çocuğunuzu fark edeceksiniz. Onun dikkatinin bazı saatlerde daha çok toplandığını,bazı saatlerde ise dağıldığını açık bir şekilde göreceksiniz. Bazı istisnalar hariç olmak üzere çocukların ise dağıldığını açık bir şekilde göreceksiniz. Bazı istisnalar hariç olmak üzere çocukların çizdiği bu çalışma eğrisi genellikle hepsinde aynıdır. Öğleden evvel 08.30-12.00 saatleri arası ve öğleden sonra 15.30-18.00 saatleri arası çocukların en rahat ve dikkatli çalışabildikleri saatlerdir, öğle zamanı saat 13.00-14.00 arası çocuğun öğrenebilme yeteneğinde bir azalma görülür. Saat 14.00 ise çocuğun en az randıman verebildiği zamandır.
Çocuk psikolojisi üzerine ihtisas yapmış bir profesör, 15 yıl süren inceleme ve testlerden sonra yukarda-ki grafiği meydana getirmiş ve çocukların en iyi öğrenebilecek zaman, aralıklarını tespit etmiştir, öğretmenlerin ve anne - babaların, çocukları bu saatlerde çalıştırmaları onlar için hem kolay hem de faydalı olacaktır. Bu saatlerde çocuk rahatlıkla ve zorlanmadan çalışabileceği için, ders çalışmak onun gözünü korkutacak bir hüviyete bürünmez ve çocuk derslerinden soğumaz.