HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

İrade Gücü FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

İrade Gücü FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


      İrade Gücü

      kartanesi74
      kartanesi74
      Yetişkin
      Yetişkin


      Kayıt tarihi : 27/01/08
      Kadın
      Mesaj Sayısı : 193
      Burç Sembolü : Balık / 20 Şubat -  20 Mart
      Yaş : 54
      Mesleği : Evhanımı
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 3
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : istanbul
      Resim Resim : İrade Gücü Acomp16
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Site Puanı Site Puanı : 5
      Rep Puanı Rep Puanı : 4

      İrade Gücü Empty İrade Gücü

      Mesaj tarafından kartanesi74 Cuma 29 Şub. 2008, 12:55 pm

      İrade Gücü

      Bazı kimseler, bir takım kötü alışkanlıklarını bir türlü bırakamazlar. Bu alışkanlıkların iradelerini aştığını, tabiatlarının bir parçası haline geldiğini iddia ederler. Çoğu da bu bırakmayışlarının özürünü, "Şurada kaç günlük ömrümüz var? Madem ki zevk alıyorum,bırakıp da ne yapacağım? " yollu tevillerle örtmeye çalışırlar. Bunlar kendilerini o alışkanlığın akışına bırakmış, zayıf iradeli kimselerdir. Halbuki irade gücüyle bırakılamıyacak hiç bir alışkanlık yoktur.İçki,kumar,sigara, hatta ve hatta hepsinin en kötüsü uyuşturucu maddeler gibi, kurtulunması en güç gibi görünen kötü alışkanlıklardan bile, sağlam bir irade gücünün yardımıyla kurtulmak mümkündür.

      Aşağıda okuyacağınız olmuş vaka, bunu anlatan en güzel örneklerden biridir.



      KORKUNÇ BİR KAZA

      Bu hikayenin başı çok soğuk bir kış gecesi Amerika'da, Wyoming şehri civarında başlar. Şehrin bir hayli uzağındaki Fort Laramie garnizonunun 18 kilometre ötesinde bir askeri telgraf hattı bozulmuştu. Bu hattı tamir için garnizondan genç bir assubay, tek başına gönderildi.Hava çok soğuk ve etraf dondu. Genç subay buz tutmuş direğe tırmandı. Soğuktan parmakları hissizleşmişti. Ansızın elleri kaydı ve genç adam direğin tepesinden yere düştü.Arkadaşları,onu saatlerce aradıktan sonra, düştüğü direğin dibinde baygın buldular. Bir arabaya atıp garnizona götürdüler.

      Genç subayın büyük bir ameliyat geçirmesi icap etti. Ameliyatın, şokun,uzun zamanda soğukta kalmanın etkisi, genç assubayın bünyesindeki tesirleri geçmedi. Bulunduğu garnizon ücra bir yerdeydi. Burada modern tesisatlı bir hastane yoktu. Genç adam çok ıstırap çekiyordu. Istırabını dindirmek için bir tek çare vardı: Sık sık morfin enjeksiyonları yapmak. Bunu da kendisine yaptılar.

      Genç adam bir yıl sonra nihayet bünyesindeki ıstıraplardan tamamen kurtuldu. Fakat ne çare ki, beyni o bir yıl içinde yediği morfin iğnelerinin esiri olmuştu.

      Şimdi hikâyenin gerisini, genç assubayın karısının ağzından dinleyelim:

      -"Onunla, askerden terhis olduktan sonra tanıştım. Benimle evlenmeden evvel derdini bana açtı. İkimiz de sevgi dolu, muntazam bir aile hayatının,onu bu korkunç alışkanlığından vaz geçireceğini umduk. Onun esrar açlığıyla mücadele etmeye, bu arzuyu yenmek için canla başla çalışmaya yemin etmesi üzerine evlendik.

      KOCAM KORKUNÇ BİR MORFİNMAN OLMUŞTU!

      "Kısa bir müddet sonra hata ettiğimizi anladık. Ümitlerimiz boşa çıktı. Kocam alışkanlığından kurtulmak için kendini harap ediyor, fakat bir türlü bu işi başaramıyordu. Morfinin dozunu azaltmayı veya enjeksiyonların arasındaki zamanı uzatmayı kaç defa denedi. Arka bahçemiz, esrar alışkanlığını, sözüm ona önlediğini iddia eden çeşitli ilâç kutularıyla dolmaya başladı. Ama ne , yaptıksa nafile, olmuyordu!.."Kocam nihayet bir gün, normal insan kuvvetinin üstünde bir irade gayretiyle, hayatımızı mahveden bu zehir iptilasıyla son mücadelesini vermeye karar verdi. Bu karara da dokuz yaşındaki büyük oğlumuz sebep oldu.

      "İki oğlumuz bir komşu çocuğunun yaş günü partisine davet edilmişlerdi. Bu onlar için bir bayramdan farksızdı. Çünkü bizim fakir hayatımızda partiler, pastalar, limonataların veri yoktu. Bunlar sadece ismi duyulan lüks şeylerdi. Partiden döndükten sonra büyük oğlum: "Benim onuncu yaş günümde de bir parti veremez miyiz baba", diye sordu. Sonra, "Küçük bir parti", dedi. Sadece "küçük bir parti" istiyordu. Halbuki biz kazancı az insanlardık. Ayrıca kazancımızın büyük bir kısmı, kocamın karaborsacılardan temin ettiği kaçak uyuşturucu maddelere gidiyordu. Değil en küçük çapta bir parti vermek, günlük ekmeğimize zor para ayırıyorduk.

      "İşte o zaman kocam o korkunç mücadeleye karar verdi. Morfin iğnesinin eski meşin kutusunu elime verdi. "Beni, yatak odamıza kilitle," dedi. "Ve ben istemedikçe ne kapayı aç , ne de iğneyi ver!"

      "Ben bu çılgınca fikre itiraz ettim tabii. Ama o kesin kararını vermişti. Beni dinlemedi, odaya girip kapandı.

      GÖRÜLMEMİŞ BİR MÜCADELE OLDU!

      "Çocuklar, oyundan dönünce onlara, babalarının hasta olduğunu söyledim. Karınlarını doyurarak onları erkenden yatırdım.

      "İçerde önce uzun zaman bir sessizlik oldu. Sonra saatler saati bir teviye ayak sesleri... Kocam bir aşağı, bir yukarı dolaşıyordu. Saatler sonra bir zaman daha sessizlik oldu. Kocamın yorgun düşerek uyuya kaldığını umdum. Güneş çoktan doğmuştu. Koşup saate baktım. Dokuz olmuştu. Çocukları uyandırıp, acele kahvaltılarını yaptırıp okula yolladım. Sonra gene yukarı çıkıp, yatak odamızın kapısına gittim. İçerisi hala sessizdi. Yere oturdum başımı duvara dayadım. Biraz sonra orada dalmışım...

      "Uzaklardan gelen bir hışırtı beni uyandırdı. Kendimi toparlayınca, bunun kapalı kapının ardından geldiğini anladım. Kocamın, artık bu tecrübeden vazgeçip, odadan çıkmak istediğini zannettim. Ama o, benim soruma vahşi bir sesle, "Hayır!" diye cevap verdi.

      "ikinci geceyi yarı dua edip, yarı kapının önünde gezinmekle geçirdim, içerdeki adam saatler saati yürüdü. Nihayet adımları seyrelip sendelemeye başladı.

      "Nihayet ben dayanamadım. Bu korkunç işkenceden vazgeçmesi için kocama yalvarmaya, odadan çıksın diye bağırıp çağırmaya başladım. Ama o, beni duyabildiği zamanlar daima azimle sadece, "Hayır!" diye cevap veriyordu.

      "Kapıyı üzerine kilitlediğim andan tam yetmiş saat sonra içeriden kapıya hafifçe vuruldu. Sevinçle kapıyı açtım. O anda bir hayalete dönmüş olan kocam kollarımın arasına yığıldı. İkimiz de birbirimize sarılarak ağladık. Onu, çocuk avutur gibi avutarak yatıştırdım. Sonra korku içkide, morfin iğnesini uzattım. Zayıflıktan titreyen parmaklarını kanatarak iğneyi kırdı ve biraz evvel içinden çıktığı odaya fırlattı. Onu banyoya götürdüm. Ilık bir banyo hafif bir yemek kocamı kendine getirdi.

      "Kocam uykuya dalınca, yetmiş saat ona zindanlık ve işkence hücresi vazifesini gören yatak odamıza girdim. Duvarda yer, yer, beş tırnağının kireçleri kazıyan kanlı izleri duruyordu. Odadaki herşey kırılmış, dökülmüş, param parça olmuştu. Normal insanların anlayamıyacağı kadar büyük bir ıstırabın izleriydi bunlar.

      "Kocam, o günden sonra bir daha morfin kullanmadı..."

      Aransa, bu olmuş vaka gibi daha niceleri bulunabilir. Marifet, kötü alışkanlıkları bırakmaya kati karar vermek ve bunun için de iradeyi kullanmaktır.

        Similar topics

        -

        Forum Saati Salı 07 Mayıs 2024, 2:03 pm