HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

KADIN KAHRAMANLAR FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

KADIN KAHRAMANLAR FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


      KADIN KAHRAMANLAR

      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 3:50 pm

      HALA SULTAN
      Hala sultan olarak tanınan kadın sahabi:




      İslâmiyeti yaymak uğrunda şehit olmak, Ümm-i Hiram’ın en büyük arzusuydu. Çünkü şehitler hakkında Peygamber efendimiz buyurmuştu ki:
      (Şehitleri yıkamayınız! Çünkü kıyamet gününde her yere miskü anber gibi koku saçacaklardır.)

      (Şehidin kul borcundan başka bütün günahlarını Allahü teâlâ affeder.)

      (Şehitler cennetteki nimetleri görünce, “Keşke, Allahın bize neler ikram ettiğini, kardeşlerimiz de bilselerdi de cihaddan çekinmeseler, çarpışmaktan korkup düşmandan yüz çevirmeselerdi” derler.)

      Ordunun içindeydi

      Bu müjdelerin yanında birkaç günlük zahmetin hiç kıymeti olmadığını, en iyi Peygamberimizin arkadaşları biliyordu. Çektikleri eziyet ve sıkıntılar, bunu çok güzel anlatıyordu. Ümm-i Hiram da, bu arzu ve istekle, yaşının çok ileri olmasına rağmen ordunun içindeydi.

      Mısır’dan gelen İslâm askerleri de, kendileriyle birleşince, Kıbrıs Rumlarına, müslüman olmalarını, yoksa cizye vermelerini, bunu da kabul etmezlerse savaş yapacaklarını bildirdiler. Kıbrıslılar teslim olmayacaklarını bildirince, şiddetli çarpışma oldu. Kıbrıs Rum donanması İstanbul’a kaçtı.

      Hz. Ümm-i Hiram, çok yaşlı olmasına rağmen, yerinde duramıyor, bir an önce neticeye varmak istiyordu. Genç askerler, Hz. Ümm-i Hiram’ın bu hâline şaşıyorlar, ona bakarak gayrete geliyorlardı. Rumların donanması kaçınca, savaş sahilde devam etmeye başladı. İslâm askerleri, bir çıkarma hereketiyle iç kısımlara daldılar. Askerlerle çıkarmaya katılan Hz. Ümm-i Hiram, Larnaka yakınlarında atının ayağının sürçmesiyle düşerek, çok özlediği şehitliğe kavuştu. İslâm askerlerinin karşısında tutunamayan Rumlar eman dilediler. Barış teklif edip, cizye vermeyi kabul ettiler.

      Hz. Ümm-i Hiram’in kabri Kıbrıs’ta Larnaka şehrinin Tuz Gölü kıyısındadır. Osmanlılar Kıbrıs adasını 1570 senesinde fethedince, kabrini imar ettiler. Hala Sultan deyip, kabri üzerine türbe, yanına tekke ve cami yaptırdılar. Böylece Ümm-i Hiram Resulullahın haber verdiği gibi, deniz yoluyla sefere katılıp şehit olmuştu.

      Toplarla selamlarlardı

      Ümm-i Hiram âlemlere rahmet olarak yaratılan, iki cihan sultanı Peygamber efendimizin akrabası, eshab-ı kiramdan ve şehit olması gibi pek çok üstünlükler sahibidir. Fazilet ve kemâli çoktur. Resulullah efendimize hizmet edip, hürmet gördü.

      Kabrinden dahî yüzyıllardır feyz ve bereket saçmaktadır. Osmanlılar zamanında ve sonrasında, gemiler, Hala Sultan türbesi istikametinden geçerken, toplarını çevirirler ve mübarek makamı ziyaret maksadı ile selamlarlardı.

      Ümm-i Hiram’in tam ismi bilinmemektedir. Babası Milhan bin


      En son asi_sakaryali tarafından Çarş. 26 Mart 2008, 4:13 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 3:54 pm

      Nene Hatun (1857 - 1955)





      Erzurum'da doğdu. 98 yıl Erzurum'da yaşadıktan sonra yine Erzurum'da, zatürre hastalığından hayata vedâ etti. Ölümünden üç ay önce Türk Kadınlar Birliği tarafından yılın annesi seçilmişti.


      Tarihimizde 93 Harbi olarak anılan 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalıştı. Adını bu şekilde tarihe yazdırdı. Mücâdeleye, küçük yaştaki oğlunu ve kızını evde bırakarak katılmıştı. O sıralarda 20 yaşlarında genç bir gelindi.7 Kasım 1877 gününün gece yarısında, bölge halkından olan Osmanlı vatandaşı ermeni ceteleri

      Erzurum'un Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini öldürdüler. Arkadan gelen Rus askerleri, hiçbir mukavemetle karşılaşmaksızın tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulmayı başaran bir er, şehir merkezine ulaşıp kara haberi Erzurum'lulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra minârelerden şehir halkına duyuru yapıldı. "Moskof askeri Aziziye Tabyası'nı ele geçirdi." Bu haber, Erzurum halkı tarafından, vatan savunması için emir telakki edildi. Silâhı olan silâhını, olmayanlar; balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladı. Kadın - erkek tüm Erzurum halkı yollara dökülmüştü. Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan bir tâze gelin de vardı. Ağabeyi bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti . Üç aylık bebeğini emzirmiş, "Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emânet ediyorum." Diyerek vedâlaştıktan sonra birkaç saat önce ölen ağabeyinin kasaturasını alarak sokağa fırlamıştı.


      Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Boğaz boğaza bir savaş başladı. Mükemmel silâhlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı - tırpanlı, taşlı - sopalı eğitimsiz halk karşısında ancak yarım saat tutunabildi. 2300 Moskof öldürülüp, Tabya geri alındı. Türkler, 1000 kadar şehit vermişlerdi.


      Hemen yaralıların tedâvisine başlandı. Nene Hâtun da yaralılar arasındaydı. Fakat o yarasına aldırmıyor, evindeki bebeğini unutmuş, diğer yaralıların kanını durdurabilmek, yaralarını sarmak için çırpınıyordu. Nene Hâtun böyle bir ortamda tanındı ve saygı ile sevil di.


      O'nun, vatan için gece başlayan mücâdelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın zaferinde Nene Hâtun'un ve O'nun vatan aşkını paylaşan sivil insanların da payı vardı.


      Savaştan sonra da Nene Hâtun, destan kahramanlarına yaraşır bir asâletle yaşadı. Kendisini ziyâret eden NATO'da görevli Amerika'lı subayın bir sorusuna: "O zaman vazifemi yapmıştım. Bu gün de ilerlemiş yaşıma rağmen aynı hizmeti, daha mükemmeliyle yapacak güç ve heyecana sahibim." cevabını vermişti.
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 3:59 pm

      KARA FATMA
      Dizi Kuva-yı Milliye'nin kahraman kadınları
      Yayın tar. 10.12.2001 - 19.12.2001
      Hazırlayan Oğuz KÖROĞLU

      Milli Mücadele'nin bayraklaşan kahramanı: KARA FATMA
      (2001-12-12)

      Kara Fatmalar'ın ilk mübeşşiri

      Doksanüç Harbi denilen Türk-Rus Savaşı vesilesiyle temayüz eden ve Kara Fatma ünvanı taşıyan kadınlardan ilki, bir aşŒret reisinin kızı idi. Genç yaşında etrafına kendisi gibi mücadeleci kadınları toplayarak adeta gönüllü bir alay teşkil etmişti. Onları disiplinli bir ordu efradı gibi sevk ve idare ediyordu.

      "Kadınlar Dünyası" isimli gazetenin 20 Temmuz 1913 tarihli ve 100-1 numaralı sayısında bu muhterem validemiz hakkında şu bilgi verilmiştir.

      "Kara Fatma, Malatya'ya bağlı Aladağlı'dır. Zayıf, orta boylu ve esmer, gözleri ve kaşları siyahtır. Elbisesi, erkek elbiselerinin aynıdır. Entari yerine geniş bir şalvar, ceket yerine ise "sarka" tabir olunan bir tür cepken giyerdi. Sesi erkek sesi gibi gür ve sertti. Yüzünü örtmez fakat, saçlarını boynuna dolar; başının, yüz kısmı dışında bütün kısımlarını "Leçel" denilen beyaz bir bezle kat kat sararak örterdi. Maiyeti üzerinde son derece nüfuza malik olup İbo namındaki danışmanı dahi Kara Fatma'nın hışım ve heybetinden ürperirdi. Lakin , cengaver olduğu nisbette yumuşaktı ancak, şefkati lüzumundan fazla değildi. Kara Fatma, tarihen sabit olan en mühim ve parlak zaferlerini Rusya Muharebesi hengamında göstermişti.

      Ölümden korkmayan kahraman

      Rus orduları Erzurum'u işgal ettiği esnada Kara Fatma, Aziziye Tabyası'nda maiyetindeki üç-dört bin cengaverle birlikte savaşmıştır. Bu büyük Müslüman-Türk annesi, askerin içeceğini, yiyeceğini hazırlar, yaralıları tedavi eder, omuzlarında yararlı askerleri hastaneye taşırdı. Düşman, Aziziye Tabyası'nın her s–retle müdafaasında gösterilen metanet ve şiddetin bertaraf edilmeyeceğini anlayınca hŒleye müracaat ederek bir gece yarısı askerlerimizin koğuşu yakınına sokmuş olduğu bir nefere, bir tüfek attırıp koğuşun lambasını söndürtmüş... Askerlerimiz kendilerini düşmanın bastığını zannederek rastgele, ateş etmiş ve birbirlerini sabaha kadar katlettikten sonra düşman kolaylıkla tabyayı zabtetmişti. Bu korkunç hile ve sarsıntımızdan son derece müteessir olan Kara Fatma, hemen Erzurum içlerine girmiş ve topladığı erkek, kadın, genç, ihtiyar birçok vatandaşı tüfek bulamayanları evlerden buldurduğu balta, satır ve kılıçlarla silahlandırıp Aziziye Tabyası'na yönlendirmiş gülle, kurşun yağmurları aldırmaksızın taarruz etmiştir. Yüzlercesi şehit olduğu halde ölümden asla yüz çevirmemiş ve tabyanın hendeklerini düşmanın leşleriyle doldurarak Aziziye Tabyası'nın kurtarılmasına muvaffak olmuştur."Meşhur Sivastopol Destanı'nda Kara Fatma'dan şöyle bahsedilir:

      Sivastopol Destanı'nda Kara Fatma

      Beş altı gün sonra geldi
      Kara Fatma-i gazi
      Nisalar kahramanı, şeref-razı

      Beş altı yüz kişiyle geldi o an,
      Kamusu hep süvari-i namdaran.

      Onların namı var Türkmen ilinde
      Kılıç belinde, kargı yollarında.

      Onlar çok kırdı düşman, döktü kanın
      Şehid oldu karındaşı nisanun.

      O hatun kendi dahi yaralandı
      Onuldu yarası hoş varlandı.

      Ömer paşa olup Şumn–da kaim
      Onlara gönderir cephane daim.

      Kara Fatma bu harpte yüz bin kişilik düşman ordusunun karşısında geceli gündüzlü harbederek Türk ordusunun en ileri hatlarına kadar giderek askere cesaret aşılamıştı. Bu harpte bir ara yaralanmış ve kardeşini kaybetmişti. Kahramanlığı yabancı eserlere de geçmiştir. Allah şefaatinden mahrum eylemesin

      Kara Fatmalar tükenmez

      Kuva-yı Milliye'nin Kara Fatma namlı kadın kahramanlarından bir diğeri, Batı Anaddolu'da Yunanlılara karşı mücadele eden ve ilk Kuva-yı Milliye hareketinin mimarı Mustafa Kemal ******'ün de liyakatini kazanan Kara Fatma'dır. Memleketin kara günlerinde, bütün kadınlığı gönülden temsil eden, vatan için, istiklal için dövüşen ve adı sık sık gündeme gelen Kara Fatma, bizim endişeli günlerimizin sayılı kahramanlarından, kadınlarımızın en saygıya değerlerindendir...

      Ölünceye kadar sırtında muharebe zamanlarında giydiği elbisesinin bir benzeri ve göğsünde taşıdığı "İstiklal Madalyası" ile çok kere cadde ve sokaklarda gelip geçenlerin dikkatini çeken bu kahraman Türk anası, kendisine bağlanan maaşı, bir hayır cemiyetine bağlamış olduğundan hayatının son yıllarını, kendi uhdesinde kalan yetim torunları ile birlikte fakr-u zar–ret içinde geçirmiştir.

      Hakikaten, Milli Mücadele döneminin birçok erkek kahramanı kadar şöhret yapmış ve hizmet etmiş bulanan Kara Fatma, son yıllara kadar muammer olmuş ve hakkında basında muhtelif vesilelerle pek çok neşriyat yapılmıştır.

      "Muharebe bana düğün gelir"

      Memleketi tehlikede gören bu genç kadın, şahsŒ arzularının verdiği bir ıstırabı olmadan, İşgal Kuvvetleri'nin sıkıcı karanlığına dayanamıyor. "Kadın isem de, Türk değil miyim?" diyerek İstanbul'dan kah yürüyerek, kah ata binerek dolu dizgin, ancak gençlik ve memleket aşkının verdiği cesaretle Sivas'a geliyor ve Mustafa Kemal'in karşısına çıkarak:

      "-Bütün millet, vatanın kurtarılmasını bekliyor, işte ben de kadın halimle geldim ! İş göster. Emret !" diyordu.

      Samimi ve içten gelen bu sözler Mustafa Kemal'in gözünden kaçmıyor:

      "-Peki ama ne iş görebilirsin? Silah kullanır mısın? Ata biner misin? Harpten ateşten korkmaz mısın?"

      "-Ata binerim, silah kullanırım, muharebe bana düğün gelir" cevaplarını veren Kara Fatma'ya hayran kalan Mustafa Kemal, "Şu dakikada bütün kadınlarımız senin gibi olsalardı Kara Fatma !" diyor ve bu s–retle Fatma Hanım, "Kara Fatma" lakabını almış oluyor.

      Mustafa Kemal'den aldığı emir ve tavsiyelerle İstanbul'a gelen Kara Fatma 15 kişilik vatansever genci etrafına topluyor, buradan Kocaeli'ne geçiyorlar. Köylerde vaziyeti asla belli etmeden tam bir teşkilat kurmayı başarıyor ve Geyve'de cephe tutuyor. Halid Bey Kumandası'nda bir yıl çalışıyor, çarpışıyor ve bu sırada ilk defa yaralanıyor. Teşkilat lağvedilince orduya çavuş olarak giriyor. Birçok korkulu savaşlarda orduya, istiklale büyük hizmetler eden Kara Fatma'nın bu zaferlerden tek nişanesi aldığı bir yara ile kırmızı kurdelalı bir harp madalyası ona gurur ve iftihar veriyor.

      Kuva-yı Milliye'nin hadimi

      Kendisi, Kuva-yı Milliye devresindeki hizmet ve faaliyetlerini bir gazeteciye aşağıdaki şekilde hulasa etmiştir:

      "-İzmit, Adapazarı, Düzce ve civarına Yunanlılar sık sık baskınlar yapıyordu. Bir gün kumandan Halid Bey beni çağırdı ve şunu söyledi:

      "-Fatma Hanım, senin bugüne kadar yaptıklarından çok memnunum, sana kaymakamlık vereceğim."

      Halid Bey'in bu sözlerinden anlamıştım ki; bana gene mühim bir iş verecek.

      Şu emri verdi.

      "-Şimdi adamlarını alıp İznik'e gideceksin!"

      "-Ama ben on beş gün önce orada idim."

      "-Gene gideceksin, orada bulun, işlerin var."

      Emir, emirdi. Derhal hazırlandım, atlarımıza atladık, dağlardan bayırlardan dolu dizgin koşturuyorduk.

      Yolda nefes nefese iki köylüye rastladık. Bizi görünce:

      "-Aman" dediler, "imdada gelin, köyümüzü bastılar, hepimizi öldürecekler."

      "-Kimler bastı, köyünüzü?"

      "-Kimler olacak, gavurlar."

      Öyle günler yaşıyorduk ki; kimseye inanmak caiz de değildi hani. Bu, düşmanın bir oyunu olabilirdi, nitekim bu gibi hadiselerle çok karşılaşmıştık.

      "-Hangi köydensiniz?"

      "-Elmacık Köyü'nden."

      Hemen atlardan indik, kıyafetlerimizi değiştirdik. Ben eski püskü bir elbise giymiştim.

      Köye girdiğimiz zaman manzara tüyler ürpertici idi.

      Meydanda bir papaz oturuyordu. Etrafında onbeş, onaltı kadar silahlı vardı. Türkleri bir araya getirmişlerdi. Papaz, Hıristiyan kadınlara sordu:

      "-Nasıl ceza verelim?"

      Kadınlardan biri:

      "-Onları iyice bağladıktan sonra bize teslim ediniz, intikamımızı biz alırız" dediler.

      Benden şüphe edilmediği için yanlarına kadar yaklaşmıştım.

      Papaz, üç Türk'ün bir ağaca bağlanmasını emretti.

      Kardeşime yaklaştım:

      "-Hali görüyor musunuz?" dedim. "İyi ki gelmişiz, şimdi tabancamı adamların üzerine boşaltacağım."

      Kardeşim sert sert yüzüme baktı ve yavaş sesle:

      "-Acele etme, sonra işi bozarız" cevabını kulağıma fısıldadı. Ben bekleyecek halde değildim. Heyecanımdan tir tir titriyordum. Oğlum da benim halimden şüphelenmişti. Yanıma yaklaştı O da fısıldadı:

      "-Acele etme ana!"

      Düşmanın rengi küle döndü...

      Ağaçlara bağlananların az sonra can vereceklerini anlayan köylüler ağlaşmaya, feryad etmeye başlamışlardı.

      Ne olursa olsun fazla sabredemeyecektim. Tabancamı çektim ve:

      "-Teslim olun!" diye haykırdım.

      TabiŒ adamlarım da silahlarını çekmişlerdi. Bu beklenmeyen hal, düşmanı öylesine şaşırtmıştı ki... Hemen ağaçlara bağlananların iplerini çözdürdüm ve silahlı düşmanların silahlarını aldırdıktan sonra onları bağlattım. Papaza dönerek:

      "-Haydi" dedim, "şimdi siz ölümlerden ölüm beğenin."

      Hepsinin de rengi kül gibi olmuştu. Titriyorlardı. Oracıkta düşüp öleceklerdi.

      Adamlarıma döndüm:

      "-Hepsini Halid Bey'e götürünüz" dedim, "cezalarını o verecektir."

      İzmit'e döndüğümüz zaman Süvari Livası Hacı Arif Bey bu muvaffakiyetimizden dolayı bizim için büyük bir merasim hazırlamıştı. Köylüler, coşkun tezahürat yapıyordu. Fakat bu muvaffakiyet ile birlikte beni sük–tu hayale garkeden bir mesele hasıl oldu. Meğer "Kara Fatma tehlikeden sakınmıyor, başımıza bir iş açar" diye beni, geri hizmetlere almaya karar vermişler.

      Kıyameti kopardım. Halid Bey:

      "-Bilmiyorum Fatma Hanım" dedi, "ölümden korkmuyorsun, fakat ya şehid olmaz da esir düşersen ne olur?.. Bizimkilerin maneviyatı bozulur, düşmanın maneviyatı kuvvetlenir. Sen hiçbir tehlikeden kaçmıyorsun. Ya, Elmacık Köyü'ndeki düşman kuvvetli olsaydı da sizi esir etseydi?.."

      O zaman kim tehlikeyi düşünüyordu... Bundan sonra ihtiyatlı olacağımı vadederek vazifeme devam ettim."
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 4:01 pm

      Onbaşı Nezahat
      Henüz 9 yaşında iken subay babasıyla birlikte kurtuluş mücadelesine katılıp cepheden cepheye koşan ve ‘ilk’ istiklal madalyası hakkını kazanmasına rağmen madalyasını alamayan Nezahat Baysel’in hayatı çizgi roman oldu.

      Baysel’in Kurtuluş Savaşı’na katkısının anlatıldığı “Onbaşı Nezahat” Japon çizgi sanatı Anime-manga tekniği ile çizildi. Mavi Medya’nın yayınladığı “İlk İstiklal Madalyalı Küçük Kahraman Nezahat Onbaşı” adlı kitapta Baysel’in, madalyayı nasıl hak ettiği anlatılıyor.



      Nezahat Baysel, 70. Alay Komutanı Albay Hâfız Hâlid Bey’in kızıdır. Hâlid Bey, eşini kaybettikten sonra kimseye emanet edemediği 9 yaşındaki kızı Nezahat’ı, kendisiyle birlikte savaşa götürür. Çanakkale cephesinde muharebe havasına alışan Nezahat, alay İzmit’e nakledildiğinde talimlere katılarak ata binmeyi ve silah kullanmayı öğrenerek 12 yaşında ‘onbaşı’ rütbesini alır. Babasının yanında cepheden cepheye koşar, 100’den fazla düşman askeri öldürür; Mehmetçiğin söküklerini diker, onlara moral verir, yaralıların bakımını üstlenir. Kurtuluş Savaşı boyunca Gördes, Geyve, İnönü ve Sakarya muharebelerinde cephede olan, çeşitli kahramanlık öyküleriyle hatırlanan Nezahat Baysel’e 30 Ocak 1921 tarihinde TBMM’nin 140. oturumunda “ilk istiklal madalyası”nın verilmesi kabul edilir. Bu öneri TBMM’de hararetle kabul edilse de savaşın zorlukları içinde işleme konulamaz, daha sonra da unutulur. Bu karardan 65 yıl sonra 78 yaşında iken TBMM’nin “şükran belgesi” ile ödüllendirilen Nezahat Baysel, 1993 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşur.

      Nezahat Baysel’in, kahramanlıkları ve istiklal madalyasına kavuşamama öyküsünün anlatıldığı “Onbaşı Nezahat” adlı çizgi roman, Japon çizgi sanatı Anime-manga ile Şeref Manun adlı sanatçı tarafından çizildi. Keskin çizgilerle ve yalın bir Türkçeyle anlatılan öyküde, Onbaşı Nezahat’ın Türk askerlerine yaklaşımı, çatışmalarda tüfeklere mermi doldurması, yaralılarla ilgilenmesi anlatılıyor. Suat Turgut’un yayıncılığında çıkan çizgi roman, Kurtuluş Savaşı’yla ilgili bir dizi çizgi kitabın ardından yayınlandı.
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 4:03 pm

      KILAVUZ HATİCE
      Çılgın Türk, 673 Fransız'ı esir etti

      GÜÇLÜ bir Fransız birliği, Toroslar'ın kuzeyine sarkmış, Pozantı'yı işgal etmişti.

      Çukurova çeteleri Pozantı'yı kuşattı. Fransız birliğinin Adana ve Mersin'deki birliklerle bağlantısını kesti. Sayıca azdılar ama çok hareketliydiler.

      Çevreyi de elbette avuçlarının içi gibi biliyorlardı. Pozantı'daki birliğin ikmal edilmesini engellediler. Birlik tehlikeli duruma düştü. Adana'da bulunan tümen komutanı, Pozantı'daki birliğin komutanı Binbaşı Mesnil'e uçak mesajı ile Pozantı'dan çekilip Toroslar'ı aşarak Mersin'e inmesi emrini verdi.

      HATİCE KADIN

      Birlik Verdun Savunması'na katılmış deneyimli, başarılı bir birlikti. Mevcudu 1000 kişiyi buluyordu. 25 Mayıs 1920 gecesi zayıf kuşatma çemberini aşıp yola çıktı.

      Yanına yolları bilen kılavuzlar almıştı. Bunlar birkaç erkek ve kadındı.

      Alay, Tekir'e kadar şoseyi izledi.

      Bu aşamada kılavuzların Fransızları yanıltarak Elmalı Boğazı'na doğru yönelttiği, kılavuzlardan Hatice Kadın'ın bir yolunu bulup bu durumu köylülere bildirdiği anlaşılıyor. Gülekliler silahlanıp Fransızların ardına düştüler, yakınlardaki birliklere de haber verdiler.

      DESTANIN SIRRI

      Bine yakın silahlıdan oluşan Fransız birliğini, yolunu kesip esir almaya karar verdiler. Karboğazı olayını destan yapan sır, bu kararı veren ve uygulayacak olanların sayısıdır: 44!

      Evet, sadece 44 kişiydiler.

      Kuvayı Milliye ruhu işte budur:

      Vatanı, hiçbir şeyden yılmadan, her fedakárlığı göze alacak kadar sevmek.

      Gülekliler, şiddetli yağmur altında düşe kalka durmaksızın yürüdüler, akşam düşmanı yakaladılar. Düşman Karboğazı denilen mevkide karargáh kurmuştu.

      Ateşler yanıyordu.

      10 KİŞİ ARTÇI

      On kişiyi geride bıraktılar.

      Otuz dört kişi gece, yine yağmur altında, ormanlık tepeleri aşarak pusu kuracak uygun bir yere kadar ilerlediler. Karboğazı'nın Delmeli Mezarlık Boğazı denilen yerini seçtiler. Yarısı boğazın bir yakasına yerleşti, yarısı öbür yakasına.

      Baskına hazırlandılar.

      Sabah düşman öncüleri yaklaşmaya başladı. Boğazda ayak, nal ve teker sesleri yankılanıyordu.

      Öncü birlik pusu yerine girince hep birden ateşe başladılar.

      Bir yandan da bağırıyor, aşağıya taşları yuvarlıyor, sürekli yer değiştiriyor, böylece çok kalabalık oldukları izlenimi vermeye çalışıyorlardı. Arkada kalan on kişi de geriden ateşe başladı.




      Toros geçitlerini tutmaya çalışan Bnb.Menil komutasındaki Fransız taburu, milli kuvvetler karşısında tutunamayarak kaçmaya çalışmış, ancak Karaboğazı'nda çevrilerek esir alınmıştır. İşte Fransız taburunu esir alan 40 kişilik Kahraman Milis Müfrezesi Bucak Köyü'nde görülüyor.



      TESLİM OLDULAR

      Üç yanlı ateş baskını, Fransızları dehşete düşürdü.

      Çok kayıp verdiler. Karboğazı destanı, Binbaşı Mesnil'in teslim olma kararıyla sona erecektir.

      Çukurova'nın batı kesimi komutanı olan Sinan Paşa (Yüzbaşı Ratıp Tekelioğlu) sonucu Ankara'ya bildirdi.

      Bu rapora göre 650 er, 23 subay esir alınmış, iki top, 8 makineli tüfek, bin kadar silah, 13 kadana, 90 katır ele geçirilmiştir.

      ATA'DAN TEŞEKKÜR

      Mustafa Kemal Paşa'dan şu telgraf geldi:

      "Devamlı başarılarınızı tebrik eder, size ve kahraman Kuvayı Milliyemize selam ve teşekkür ederim."

      Turgut ÖZAKMAN 9 Ocak 2006 hürriyet

      *******************

      Kılavuz Hatice

      Pozantı’da mücadele etmiştir. 8 Mayıs 1920’de gece Fransız kuvvetlerine Kumcu Veli ile birlikte kılavuzluk ederek, onları Türklerin ateş hattına sokmuştur.

      Fransızlara, en kritik nokta olan Karboğazı’na sıkıştıklarını ancak gün ışıyınca anlayacaklardır.

      Bu arada Hatice kaçarak Türk tarafına geçer. Bu şekilde Fransız askerleri esir edilir. Bu hadisedeki rolünden dolayı Kılavuz Hatice olarak anılan bu Türk kadını hakkında fazla bir bilgimiz yoktur
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 4:06 pm

      Milli Mücadele’deki isimsiz binlerce kadın kahramanın yanı sıra isimleri halen zihinlerde olan kadın kahramanlardan bazıları şöyle:

      ONBAŞI HALİDE

      Romancı Halide Edip Adıvar ise "Halide Onbaşı" olarak İstiklal Savaşı’na katıldı. Uzun süre cephelerde savaşan Halide Onbaşı, savaş alanındaki yararlılıkları nedeniyle İstiklal Madalyası almaya hak kazandı. Türk bağımsızlık savaşının bir sembolü olan Adıvar, Türk edebiyatına kazandırdığı eserler ile günümüz Türk gençlerine çeşitli dersler vermektedir.


      KARA FATMA (FATMA SEHER)

      "Kara Fatma" olarak tarihe geçen, 1888 Erzurum doğumlu Fatma Seher, Balkan Harbi’ne, Edirne’de görev yapan kocası subay Derviş Bey ile katılır. I. Dünya Savaşı’nda, ailesinden 9-10 kadınla Kafkas Cephesi’ne gider.

      Kara Fatma, Mondros Mütarekesi’nden sonra eşi Ermeniler tarafından şehit edilen kadınları toplayarak, Ermeniler ile çarpışır.

      Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek görev isteyen, kurduğu milis kuvvetiyle Bursa ve İzmit’in işgalden kurtarılması için mücadele eden Kara Fatma’nın müfrezesinde savaşanların sayısını 350’ye çıkardığı bilinir.

      Sakarya ve Başkomutanlık muhaberelerine de katılan ve üsteğmenlik rütbesine kadar yükselen Kara Fatma, 1955 yılında Erzurum’da vefat ederken, cumhuriyetin temellerinin atılmasında pay sahibi olmanın mutluluğunu yaşamış kadın kahramanlardandı.




      TARSUSLU KARA FATMA, GAZİANTEPLİ YİRİK FATMA

      Asıl adı "Adile" olan, "Adile Hala" ve "Adile Onbaşı" diye anılan kadın kahramanın, silah arkadaşları arasında "Kara Fatma" olarak anıldığı bilinir. 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşı’na katılan Kara Fatma, Tarsus’un kurtulmasında büyük yararlılıklar gösterir.

      Gaziantepli Yirik Fatma ise Gaziantep’in Fransızlar tarafından henüz bütünüyle kuşatılmadığı sırada, düşmanın hareket edeceği haberi gelince, buna karşı koymak için yola çıkan milis kuvvetine, karşı çıkılmasına rağmen zorla katılır.

      Milis kuvvetlerine yardım eden "Nafize Kadın", Yunanlılar tarafından yakalanarak, kuvvetler hakkında bilgi alınmak istenir, fakat Nafize Kadın işkencelere karşı koyarak hiçbir bilgi vermez.


      İKİ OĞLUNU ŞEHİT VERDİ KENDİ GAZİ OLDU

      Yunanlıların İzmir’e girmesiyle Milli Mücadele saflarında yerini alan Ayşe Hanım, İzmir’in Yunanlıların eline geçmesi üzerine Aydın’a gider. Aydın civarında kahramanca dövüşen Ayşe Hanımın burada büyük oğlu şehit düşer. I. ve II. İnönü Savaşlarına katılan Ayşe Hanım, ikinci oğlunu da bu savaşlarda şehit verir. Sakarya Meydan Muharebesi’ne de katılan Ayşe Hanım, bu savaşta kasığından yaralanır ve tedavi gördükten sonra müfrezesine katılır.

      GÖRDESLİ MAKBULE

      Vatan işgal altındadır; Yunanlılar Sakarya Savaşı’nı kaybetmiş, mevzilerine çekilmişlerdir. Gördesli Makbule, kocası ile çete kurarak dağlara çıkar. 17 Mart 1922’de Kocayayla’da cereyan eden bir çatışmada Makbule, geri çekilen çete arkadaşlarını kınayarak cesaret verici bir konuşma sonrası düşmana saldırır ve başından aldığı kurşunla şehit düşer. Ama silah arkadaşları düşmanı yenerler.





      FRANSIZLAR’A YANLIŞ YOL GÖSTEREN KILAVUZ KADIN

      Adana ve yöresinde Fransızlar’a karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan Kılavuz Hatice, 8 Mayıs 1920’de milli kuvvetler Pozantı’ya taarruzu başladığında, kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak kılavuzluk eder. Hatice, kılavuzluk yaptığı Fransızlar’a yanlış yol göstererek Karboğazı’na sokar. Boğazda sıkışan Fransızlar, Türk askerine esir düşer.

      BİTLİS DEFTERDARININ HANIMI

      Kahramanmaraş’ta düşmana karşı verilen mücadelede en fazla yararlılık gösterenlerin arasında Bitlis Defterdarının Hanımı da bulunmaktadır. Bitlis Defterdarının Hanımı olarak bilinen bu kadın kahraman da, Kayabaşı Mahallesi’nde 8 düşmanı öldürmüş daha sonra erkek elbisesi giyerek milis kuvvetlerine katılır.

      TAYYAR RAHMİYE

      Adana’nın kadın kahramanlarından Rahmiye Hanım da, 9. Tümen’in 1920 yılının Şubat ayında Hasanbeyli civarında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılır. Muharebe sırasında ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileri doğru atıldığından dolayı kendisine "Tayyar Rahmiye" lakabı verilir.

      Temmuz 1920’de Osmaniye’deki Fransız karargahına yapılan hücumda arkadaşlarının tereddüdünü görünce, "Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olduğunuz halde yerde sürünmekten utanmıyor musunuz?" diyerek hücuma geçilmesini sağladığı tarihi kaynaklarda yer almaktadır




      BİNBAŞI AYŞE
      İstikbal Harbi hakkında yazılmış eserlerde göğüs göğüse çarpışmış pekçok Müslüman Türk kadınlarından bahsedilir. Nene Hatun, Kara Fatma, Ayşe Çavuş isimleri pek sık zikredilen şahsiyetlerdir. Binbaşı Ayşe de, adını hep minnet duygularıyla anmamız gereken kahramanlar arasındadır. Binbaşı Ayşe, bizzat kendi macerasını şöyle anlatmaktadır:
      “...Büyük harpte Kafkas Cephesi’nde yaralanarak ölen kocamın ve tüm vatan evlatlarının intikamını almaya and içmiştim. Allah, bu fırsatı 15 Mayıs (1)335–(1919)’da bana verdi. İzmir’i Yunanlılar işgal ettiği sırada ilk mukâvemetimiz sona erip şehre Yunanlılar hâkim olunca Aydın’a gittim. Orada faaliyete geçerek bir Kuva–yı Milliye birliği teşkil edip, bilâhare Nuri Çetesi’ne katıldım. Aydın muharebelerini yaptıktan sonra Koçarlı’ya çekildik. Bu sûretle, bilfiil atıldığım İstiklal Mücadelesi’ne başından sonuna kadar iştirak ettim.
      İlk defa Sakarya’da sol kasığımdan piyâde mermisi ile yaralandım. Seyyar hastanede tedaviden sonra tekrar müfrezeme iltihak ettim. Büyük Taarruz’da Mürsel Paşa Fırkası’na iltihak ettik. Ve Ahır Dağları’ndan düşman gerilerine akmağa memur edildik. İzmir’e ilk giden birlikler arasında ben de vardım. Ancak, bu arada misketle sol bacağım kırıldı.”...
      Binbaşı Ayşe, kocasının en kıymetli birer yâdigârı olarak sakladığı ziynetlerini satarak at, mavzer, elbise ve çizme tedarik etmiş ve bu mücadelede, derece derece terfi ederek Binbaşılığa kadar yükselmiştir.



      SÜREYYA SÜLÜN HANIM
      İşte kahraman Türk kadınlarından bir kahraman; Milli Mücadele yıldızlarından bir yıldız daha: Süreyya Sülün Hanım...Van’da doğmuştur. Yaşadığı kasaba, düşmanın korkunç zulüm ve tarruzuna maruz kalmış, babası şehit olmuştur. Nihayet, biraraya gelen beşyüz civarında cengaver, Erek kasabasında toplanarak aziz topraklarını savunmaya karar verirler. Ve tabii, Süreyya Sülün hanım ve üç kardeşi de bu kahramanlar meydanındadır.
      ...Yoğun bombardıman altında ilerleyerek Karaköse’ye gelen bu kahraman Kuva–yı Milliyeciler, Murat Irmağı boylarında tam bir buçuk ay düşmanla çarpıştılar. Beyazıd’a doğru yürürken yürekler acısı bir manzara ile karşılaştılar. Binlerce Türk köylüsünün işkenceler içinde can vermiş cesetlerini gördüler. Bu mezalimi yapan düşmana hınçla taarruz edenlerin başında Süreyya Sülün hanım vardı...
      Iğdır civarında kanlı çarpışmalar oldu. Düşman birlikleri çok kuvvetli ve Rusya’dan devamlı surette takviye alıyordu. Beşyüz yiğit, yılmadan, kaçmadan döğüştüler. Ölüyor, teslim olmuyorlardı. Bu muharebede Süreyya Hanımın üç kardeşi birden şehadet şerbetini içtiler. Kardeşlerinin kollarında can vermesine rağmen yılmadı ve cenk meydanını terk etmedi. Kala kala dört kişi kalmışlardı. Daha sonra Karaköse’ye çekilen Süreyya Sülün Hanım, burada Ziverbey Taburu’na iltihak etti. Bir ara yaralandı ve Erzurum’a döndü
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 4:09 pm

      Çanakkale'deki gizli kadın kahramanlar
      Yazı boyutunu büyütmek için
      Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğretim Üyesi Prof.Dr. A. Mete Tunçoku, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce inceleme fırsatı bulduğu Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde bu konuyla ilgili pek çok belgeyle karşılaştığını söyledi.

      Özellikle o dönemde askerlerin ''Keskin nişancı Türk kadınları'', ''Türk kadın savaşçıları'' konularını anlatan mektup ve günlükleriyle karşılaştığını anlatan Tunçoku, Avustralya Piyade Er J.C. Davies'in annesine yazdığı şu mektupta kahraman Türk kadın savaşçılarından bahsedildiğini anlattı:

      ''Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı. Ölü ele geçirdiğimizde, yanında başka bir Türk'ün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı.''

      Prof. Dr. Tunçoku, Mısır'da yayınlanan ''The Egyptian Gazette'' adlı gazetede yer alan ve bir askerin İskenderiye'den ailesine yazdığı mektubunda, Türk kadın savaşçılardan şöyle bahsedildiğini söyledi:

      ''15 Ağustos 1915 pazar günü savaşa katıldık ve büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık. Bu arada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermileri yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı Türk kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada çarpışanların çoğu kadın ve kız. Kendilerini yeşile boyayıp, ağaç ve bodur bitkilerle uyum sağlamış.''

      Yeni Zelanda'dan savaşmak için gelen Otago Birliği'ne mensup bir askerin de savaştan sonra ülkesine döndüğünde, kendisiyle yapılan ses kayıtlı görüşme sırasında, ''Bir keskin nişancı Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenlediklerini, bu nişancıyı ele geçirdiklerinde şaşırıp, kadın olduğunu gördüğünü'' söylediğini ifade eden Tunçoku, tüm bu örneklerin Çanakkale Savaşları'nda bazı kadın savaşçıların da rol aldığını, bunun bireysel bir kaç olaydan çok örgütlü bir eylem olduğu kanısına varıldığını kaydetti.
      AA
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Paz 06 Tem. 2008, 8:32 pm

      hepsini allah nur icinde yatırsın..........
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty kara fatma

      Mesaj tarafından reco_54 Cuma 08 Ağus. 2008, 7:34 am

      KADIN KAHRAMANLAR Kara_fatma

      KADIN KAHRAMANLAR Kuvmilsilahlg1gl0

      KADIN KAHRAMANLAR VSenel_FatmaSeherHanim_1b

      KADIN KAHRAMANLAR Adsziq9
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Nene Hatun

      Mesaj tarafından reco_54 Cuma 08 Ağus. 2008, 7:38 am

      KADIN KAHRAMANLAR Nenehatun1fhhc7

      KADIN KAHRAMANLAR Benimhalkim_nene_hatun KADIN KAHRAMANLAR Nene_hatun2

      KADIN KAHRAMANLAR 237710_2 KADIN KAHRAMANLAR Serseridadas_HATUN
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Onbaşı Nezahat

      Mesaj tarafından reco_54 Cuma 08 Ağus. 2008, 7:44 am

      KADIN KAHRAMANLAR 1179053032 KADIN KAHRAMANLAR Istiklalmadalyasikucukasker8br
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Cuma 08 Ağus. 2008, 7:55 am

      KADIN KAHRAMANLAR Grdeslmakbulebq3
      gordesli makbule

      KADIN KAHRAMANLAR Anakklekadnlaryh9%5B1%5D KADIN KAHRAMANLAR 028uw9

      tayyar rahime
      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      KADIN KAHRAMANLAR Empty Geri: KADIN KAHRAMANLAR

      Mesaj tarafından reco_54 Perş. 19 Mart 2009, 4:33 pm

      Mücahide Hatice hanım

      Çanakkale Savaşı'nda cephede savaşan kadınlardan Mücahide Hatice Hanım'ın, 1926 yılında bir gazeteye verdiği demeçte, Anafartalar 56. Fırka'da silahıyla mücadele ettiğini belirterek,
      -- ''Adım Ahmet'ti. Kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel parçaları ve kurşunlarla 9 yerimden yaralandım. Milli muharebemize de gönüllü katıldım'' dediği kaydediliyor.

      Babasının yanında ölmeye giden Nezahat onbaşı Çanakkale Savaşı'ndaki 70. Alay'ın komutanı Albay Hafız Hamit Bey'in kızı Nezahat Onbaşı'nın babasıyla birlikte 3 yıl boyunca bütün savaşlara katıldığı, 70. Alay'a ise Yunanlıların ''kızlı alay'' lakabını taktıkları belirtiliyor. Kurtuluş Savaşı sırasında Gediz Cephesi'nde 70. Alay'ın düşman kuvvetlerinin saldırılarıyla zor anlar yaşadığı, bu sırada Nezahat Onbaşı'nın, geri çekilen askerlerin önüne geçerek
      -- ''ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?'' dediği, bunun üzerine geri dönüp savaşa devam eden askerlerden çoğunun şehit olduğu, böylece düşman askerlerinin Anadolu'ya ilerlemesini geciktirildiği kaydediliyor.

      KADIN KAHRAMANLAR Istiklalmadalyasikucukasker8br
      1921 yılında TBMM'de Nezahat Onbaşı'ya İstiklal Madalyası erilmesinin gündeme geldiği, tartışmalı geçen oturumların ardından konunun unutulduğu ifade ediliyor. Nezahat Onbaşı'ya 1986 yılında Dolmabahçe'de düzenlenen törenle şükran plaketi verildiği de kitapta anlatılıyor

        Similar topics

        -

        Forum Saati Çarş. 08 Mayıs 2024, 7:25 pm